VUSLAT

1 ay önce 40

 

Vikipedi’ye göre Vuslat; “Doğa ve evren yasaları ile akıl, mantık, sağduyu, vicdan yoluyla insanları iyiliğe yönelten olgudur.”

İnsan, yaşamında bunları ilke olarak kabul ettiği zaman kendisini yaratan Tanrı’ya ulaşır. İşte cennet budur. İyi ve güzel duyguları, kötü ve acımasız duygulara tercih ettiği zaman bu hakikate ulaşmış olur. Hakikate ulaşmak, vuslata ulaşmaktır. İnsanın sevdiği, özlediği, hasretini çektiği varlığa kavuşması vuslattır. İşte gerçek mutluluk budur. Aynı zamanda vuslata erenler, dünyada yaşarken sevdiklerine, özlemini çektiklerine ve sevgililerine kavuşacakları andan itibaren yeniden, sonsuz bir hayata başlayacaklardır.

Bütün bunlar elbette benim yaşama bakış açım ve düşüncelerimdir. Tüm ilahi inançlara ve özellikle felsefi düşüncelere saygım sonsuzdur. Bizi yaratan güç, biz insanların düşüncelerine kısıtlamalar getirmemiş, bizi tamamen özgür bırakmıştır.

Fakat, yaşamında evren yasaları olan akıl, sağduyu, mantık ve vicdan yolunu terk eden; sadece kendi egosunu tatmin etmek, elde ettiği gücü acımasızca insanlara karşı kullanarak onlara acı çektirmek için her yolu mübah gören; insanları aldatan, yalanı tesbih gibi çeken, gözlerini arabanın sileceği gibi kullanan; çıkarı için her türlü hileye başvuran, adaleti ve hukuku rafa kaldıran kişiler hakikate ulaşamazlar. Bu yüzden kendilerini yaratan Tanrı’ya da ulaşamayacaklardır. İşte cehennem de budur. Bu kişiler, evrenin sonsuzluğu içinde başıboş dolaşıp duracak ve vuslata erememenin hasreti içinde yanıp kavrulacaklardır.

“Vuslat, aşkın en büyük ödülüdür; iki kalbin uzun bir bekleyişin ardından bir araya geldiği, anlam dolu bir buluşmadır.” (Alıntı)

Evrenin yasalarını değiştirmek için büyük emek sarf eden biz insanlar, bunun bedelini çok ağır bir şekilde ödüyoruz ve ödemeye de devam edeceğiz. Bu yasaları değiştirmeyi başaranlar—yani doğadaki canlıların, meyvelerin, tahılların, ağaçların, sebzelerin ve hayvanların genleriyle oynayanlar—biz insanların sağlığını tehlikeye atmakta ve hastalıkların gelişmesine adeta ışık tutmaktadırlar. Bu konuyu başka bir yazımda ele alacağım. Ancak şunu belirtmek gerekir ki, bunu yapanlar güzel dünyamızı bir tımarhaneye çevirerek yaşanmaz hale getirmektedirler.

İnsanlar, sağduyuları ve vicdanları ile hareket ederek adaletle hükmettikleri zaman vuslata ereceklerdir. Aksi bir ihtimali düşünmek bile istemiyorum.

Mevlânâ Celâleddîn Rûmî’nin temel felsefesi hümanizmdir. O, dünya yaşamının geçici olduğunu ve maddeye dayalı bir hayatın insan ilişkilerinde en zararlı unsur olduğunu savunur. Mevlânâ’nın görüşüne göre en önemli olan, yaşam boyunca insan kalmak ve insanca hareket etmektir. Bunu başaranlar gerçek vuslata erenler olacaktır. Yoksa gerisi tufan!…

Yine Anadolu erenlerinden Hacı Bektaş Veli de şöyle demiştir:

“Hararet nardadır, saçta değildir; Keramet baştadır, taçta değildir; Her ne ararsan kendinde ara; Kudüs’te, Mekke’de, Hac’da değildir.”

Dostça selamlarımla,

Kamil Kopuz

Drunen, 18 Şubat 2025

kkopuz53@gmail.com

 

 

 

 

 

 

 

 

Makalenin tamamını oku