Vay be ben neymişim!

7 saat önce 16

Hollanda’ya yaşayan şairlerimizden Erkut Dinç ile daha önce bir söyleşi yapmıştık

Kâlbe ve ruha sızı hissettiren Erkut Dinç, ‘İç Dünyası’nı anlattı!

Erkut Dinç şiir konusunda düşüncelerini NHaber okurları ile paylaştı.

Merhaba sevgili okuyucular.

Şiir sever misiniz? Yazmayı sever misiniz?

“Ben yıllardır şiir yazıyorum. O zaman ben şairim.” diyor musunuz? “Çok şiirlerim var ama, bunları kitap hâline getiremedim, dolayısıyla şair sayılmam.” diye düşündüğünüz oluyor mu?

Kimi diyor ki, “Yüzlerce veya binlerce şiirlerin varsa şairsindir.” Kimi ise, “Şiir kitabın varsa şairsin!” E insan böyle “Olumlu” bir tepki karşışında ister istemez gururu okşanıyor, hattâ “Vay be ben neymişim!” bile diyebiliyor.

Bence önemli olan sayının çokluğuna bakıp tatmin olmak yerine, şiire gönül vermek, işlediğin konuları hayatında uygulamaktır. Yaşadığın hayatını şiirlerinle çelişmemesine dikkat etmektir. (Elbette bu diğer edebiyat sanat alanları içinde geçerlidir. Biz şiire odaklanalım.)

Örnek vermek gerekirse şiir yazan biri, hakslızlıktan ve dürüstlükten dem vuruyor, ama kendi hayatında uyguluyor mu? Yada aşkın kıymetinden bahsediyor, kendisi kıymetini biliyor mu? İşte şiir insana böyle bir sorumluluk aşılar ve bu durum bâzen yıllar geçtikten sonra farkedilir.

Şiirle yolculuk insanı idealist ruha da büründürür. Dünyada yaşanan haksızlıklara karşı onun bir yoldaşı, dert ortağı olur. Okumayı pek sevmeyen birinin, özellikle tarih, coğrafya ile ilgili zihininde oluşan soru isrâretlerini  tetikler ve kitaplara yönlendirir, en güzeli de kelime dağarcığının gelişmesinde yardımcı olur.

Elbette her şiire gönül veren idealist olacak ve dünyada olup bitenler hakkında yazacak diye bir kural yok, kimse bunu yapmak zorunda değil. Günlük yazar gibi, ya da bir başka deyimle hobi (Uğraşı) olarak da yazabilir. Kendi ailesiyle, arkadaşlarıyla paylaşamadığı duygularını düşüncelerini kağıda dökebilir, sevdiğine kâlbini açamadığı zaman aşkının resmini âdeta çizer gibi sayfada şekil verebilir. Fakat dediğim gibi bunun için önce şiire gönül vermek gerekiyor. Aksi takdirde gün gelir farkında olmadan yazmayı bırakır insan. Şiirin böyle bir yanı var, yâni küskün sevgili gibi uzaklaşır.

Bu ilk yazıyla “Şairlik nasıl olunur, ne yapmak lâzım? Serbest ve hece şiiri nedir?” gibi konulara girmeyeceğim. Şiire gönül veren herkes istediği türde yazabilmelidir, ki yazdıkça şiirlerinde eksiklerini fazlalıklarını kendisi farkedebilsin.

Siz kıymetli okuyucularımız düşüncelerinizi yazarsanız memnun olurum. Buyrun birlikte şiir sohbeti yapalım.

Bana sayfalarında yer açıp frsat tanıyan N Haber ailesine kâlben teşekkür ederim.

Saygılar sevgiler.

Erkut Dinç-NHaber.nl

 

 

Makalenin tamamını oku