İnsanlar neden tüketmek isterler? Neden ihtiyaçları kadar değil de, daha fazla tüketmek isterler? Günümüzde alışveriş bağımlılığı, sigara ve alkol bağımlılığı gibi, insanlığın en büyük sorunlarından biri haline gelmiştir. Hemen hemen herkesin evinde ihtiyaç fazlası çok sayıda eşya bulunmaktadır.
Çağımızın önemli filozoflarından Baudrillard bu konuya şu şekilde değinir:
“Gerçek ihtiyaç ile sahte ihtiyaçlar arasındaki ayrımın ortadan kalktığı tüketim toplumunda birey, tüketim mallarını satın almanın ve bunları sergilemenin toplumsal bir ayrıcalık ve prestij getirdiğine inanır. Böylece genel bir toplumsal farklılaşma mantığı ortaya çıkar. İhtiyaç, artık bir nesneye duyulan ihtiyaçtan çok, bir farklılaşma ihtiyacıdır. Tüketici, tek tek nesnelere değil, mal ve hizmetler sistemini bütünüyle satın almaya yönlendirilir. Bu süreçte bir yandan kendini toplumsal olarak diğerlerinden ayırt ettiğine inanırken, bir yandan da tüketim toplumuyla bütünleşir. Dolayısıyla tüketmek, birey için bir zorunluluğa dönüşür.”
Reklamlar ve Tüketim Bağımlılığı Tüketim alışkanlıklarımız, medya ve reklamlarla bilinçli olarak yönlendirilmektedir. Üretici firmalar, satışlarını arttırmak için kampanyalar düzenleyerek (Black Friday, yaz, kış, ilkbahar, sonbahar indirimleri) bireyleri tüketim bağımlısı haline getirmektedir. Teknolojinin her an elimizin altında olması, reklamlara maruz kalmamızı kolaylaştırmakta ve tüketimi tetiklemektedir. Bu süreçte bireyler farkında olmadan gereksiz harcamalar yaparak bağımlı hale gelmektedir.
Tüketimin Sonuçları O kadar fazla tüketiyoruz ki;
• Doğanın temel unsurları olan hava, su ve ormanlar bilinçsizce kirletilerek yok ediliyor.
• Tarımda kimyasal ilaçlar, hormonlar ve yapay gübreler kullanılarak hayvan ve bitki çeşitliliği tehlikeye atılıyor.
• Hayvan ve orman katliamları artarken, tarıma elverişli topraklar beton yığınlarına dönüşüyor.
• Sınırsız üretim ve tüketimin, dünyayı felakete sürüklediği bilim insanları tarafından çoktan dile getirilmiştir. Devletlerin bu konuda etkin politikalar geliştirerek harekete geçmesi gerekmektedir.
Özel Günler ve Tüketim Baskısı Tüketim toplumu, özel günler aracılığıyla insanlara alışveriş yapma zorunluluğu hissettirmektedir. Sevgililer Günü, Anneler Günü, Babalar Günü, Kadınlar Günü, hatta “Altın Günü” gibi etkinliklerle insanlar tüketmeye teşvik edilmektedir. Medya ve sosyal medya, bu günlerin vazgeçilmez hale gelmesini sağlayarak, tüketim bağımlılığını pekistirmektedir.
Günümüzün felsefi düşünürlerinden Sadık Usta bu durumu şu şekilde özetler:
“Ömrümüze daha çok şey sığdırma arzusu ve bunun tezahürü olan tüketim hızı, sadece doyumsuzluğumuzu daha da arttırmıyor, aynı zamanda hızlanan yaşam temposunda haz ve zevki de yavaşlatıyor. Yaşamımızın hızı artarken, sevdiklerimizle birlikte biz de gitgide azalarak yok oluyoruz.”
Dostça selamlarımla,
Kamil Kopuz
Drunen, 25 Şubat 2025
k.kopuz53@gmail.com