Temren ile Saltı (Bitmeyen Bar Muhabbetleri-3-)

DEMLİK

Temren ile Saltı

(Bitmeyen Bar Muhabbetleri-3-)

Temren – Her şey yalanmış. Tek gerçek rakı üstadım. Hadi şerefe… Demliğimiz hep

kaynasın.

Saltı – Hayırdır köşe yazarlığında sıkıntı mı çıktı yine?

Temren -Yok hocam mevzu başka. Köşe yazarlığını bıraktım zaten.

Saltı – Niye ki? Hadi yarasın.

Temren -ChatGPT çıktı yazarlık bozuldu üstadım. Ama mevzu başka. Hadi yarasın.

Saltı – O nedir olum? Mevzu ne o zaman?

Temren – Şimdi üstadım bu chatgpt’ye filanca üzerine makale yaz diyon, şaak diye yazıyor. Ama zaten mevzu başka. Hadi şerefe.

Saltı – Şerefeee. Şerefe de. Biraz yavaş olum. Daha gece uzun.

Temren – Zaten yavaş gidiyorum üstadım. Sen çok yavaşsın. Bak mesela, sen bir bardak rakı içene kadar, ben bir büyük şişe rakıyı içerim.

Saltı – Rakı masasın da yarış olaz koçum. Adam gıbi içelim.

Temren – Zaten mevzu başka ama, şöyle anlatayım. Şimdi sen bir bardak rakı içmen için önce o bardağın yarısını içmen lazım, bardağın yarısını içmen içın de, bardağın çeyreğini içmen lazım, onun çeyreğini içmen için de o çeyreğin yarısını içmen lazım, o çeyreğin yarısını içmen için de…

Saltı – Lannn bi sus oğlum yaaa. Allahallahhh. Ayten yine terk mi etti seni?

Temren – Nerden anladın üsat. Büyüksün valla.

Saltı – Çok basit. Bi kere çok saçmaladın, ikincisi felsefenin içine ettin.

Temren -Ne felsefesi abi? Bana felsefe yapma. Zaten moralim bozuk.

Saltı – Ben değil sen felsefe yapıyorsun. Sen başlattın.

Temren – Nassıl yani yaa. Ne dedim ki ben?

Saltı – Az önce anlattığın rakı içme yarışı durumuna Zenon Paradoksu derler. Sen nerden biliyon bakim Zenon Paradoksunu.

Temren – Bilmiyorum ki. Ayten dedi “sen bi şey bilmiyorsun, Elalı Zenon’dan bile haberin yok”dedi. Ben de chatgpt den baktım biraz. Ama bak sen biliyon. Ben de tık yok. Ayten haklıymış.

Saltı – Rakı meselesini Zenon’a dayandırdın enteresan bir yaklaşım ama Zenon kaplumbağa ve Akhilleus’u yarıştırır kısaca dünyanın en hızlı koşan insanı Akhilleus’un kaplumbağayı hiç bir zaman geçemeyeceğini söyler. “ikiye bölme paradoksu” yani. Mesafeler sürekli ikiye böldüğünde bu sonsuza kadar gidiyor yani.

Temren – Nassıl oluyorda ne oluyor? Anladıysam Arap olayım..

Saltı – Bırak şimdi arabı, arabayı…Diyelim ki sen bana doğru yürüyorsun…

Temren – Ben sana niye yürüyeyim abi.. Sevgilim terk etti diye o kadar da abaza değiliz yani. Daha olmadı, garson kıza yürürüm allahallahh.

Saltı – Olum öyle yürüme değil adımlıyorsun yani bana doğru.

Temren – Meyhanede nereye adımlıyoruz be üstadım, garson kız zaten yanımıza geliyor.

Saltı -Yavrucum ciddi ciddi bi şey anlatıyorum. Bırak şimdi zevzekliği. Sen bana doğru yürürken önce yarısını yürürsün, sonra kalan yolun yarısını, sonra onun da yarısını… Böyle böyle gidersin ama aslında bana hiç ulaşamazsın!

Temren – Yapma be abicim! Sen bari komik olma. Geçen hafta hesap ödememek için tuvalete giden sensin. Garsona da “paradoks” diye mi anlattın?

Saltı – Hahhahaha..Karıştırma geçen haftayı Ama bak düşün! Matematikte sonsuz bölünebilir. Yani teknik olarak bana asla ulaşamıyorsun, dokunamıyorsun.

Temren – Ama hesabı bana kitlemiştin..Valla çoook kızmıştım çok.. Sana şimdi öyle bir dokunasım var ki Zenon bile mezarında zıplar. Şişeyi alıp kafana vurasım geliyor, ama önce yarısını kaldırmam lazım değil mi?

Saltı – Hihihihh Aynen öyle. Önce şişeyi yarıya kaldır, sonra onun yarısına… derken sabaha kadar vuramazsın!

Temren – İyi, o zaman paradoksu çözmek için içiyorum. Kalan yarısını da sen iç, belki sabaha ulaşırız.

Saltı – Bravo! Rakının paradoksu: şişe hep yarıya kadar kalıyor, ama biz yine de kafayı buluyoruz.

Temren -Demek ki asıl paradoks şu: Şişe boşalmıyor ama cebimiz dolmuyor.

Saltı – Hesap!

Temren – Hesabın da yarısını öde sen, gerisini sonsuza kadar ben ödemem!

Saltı – Aferim kaptın mevzuyu.

Temren – O değil de Ayten’im bana dönecek olsa, önce yolun yarısını gelecek, sonra yarısının yarısını, sonra…

Saltı – Hesap! Lütfen acele hesap!

The post Temren ile Saltı (Bitmeyen Bar Muhabbetleri-3-) first appeared on Hollanda Haberleri.