Halk Yardımlarını Devlete Değil Sivil Toplum Kuruluşlarına Yaptı…
Sorun Güven Sorunu
6 Şubat Depreminin Yıldönümünde… Unutulmayan Çığlıklar ve Hesap Sorulamayanlar
6 Şubat 2023… Türkiye tarihine kazınan bir felaket. Ama yalnızca bir doğa olayı değil, bir sistemin çöküşüydü. Bir gecede yıkılan şehirler, enkaz altında kalan binlerce can ve saatlerce, günlerce süren çaresizlik. Betonun altından yükselen yardım çığlıkları duyuldu ama yetişen olmadı. O çığlıklar, yalnızca taş yığınları arasında sıkışmadı; bir yönetim anlayışının, rant düzeninin, siyasi kaygıların altında ezildi.
Devletin Kayıp Saatleri, Susturulan Çığlıklar
Depremin ilk saatlerinde herkes aynı soruyu sordu: Nerede bu devlet?
Telefonlarından yardım isteyen insanlar vardı. Ama internet kesildi. Yardıma koşan sivil ekipler vardı. Ama koordinasyon yoktu. Avrupa’dan gelen ekipler isyan etti: “Biz ses duyuyoruz ama müdahale edemiyoruz.”
Amaç neydi?
Bu sorunun cevabı, iktidarın refleksinde gizliydi: Gerçeği bastırmak, tepkiyi yönetmek, başarısızlığı örtmek. Devlet, arama-kurtarma çalışmalarını hızlandırmak yerine, enkaz kaldırma işine odaklandı. Ölüler bir an önce çıkarılmalı, propaganda hızla başlamalıydı. Oysa hâlâ nefes alanlar vardı, hâlâ uzatılacak bir el bekleyenler…
Ve en utanç verici skandal: Kızılay’ın çadır satması.
Depremzedeler soğukta titrerken, insan hayatı bir kez daha paraya çevrildi. Halk yardımlarını devlete değil, sivil toplum kuruluşlarına yönlendirdi. Çünkü devlet, artık güvenilir değildi.
Rakamlar Yalan Söyler Ama Gerçekler Susmaz
50 binden fazla insanın öldüğü açıklandı. Ama kaç kişi kayboldu, kimse bilmiyor. Enkazdan hiç çıkarılmayanlar, sahipsiz kalan çocuklar, yok sayılan hayatlar…
İki yıl geçti. Ama hala kayıp yakınlarını arayan aileler var.
Peki, hesap soran var mı?
Sorulmadı. Çünkü bu sistemde can kayıpları, ekonomik maliyetin bir parçasıydı. Tıpkı Soma’da, Çorlu’da, Ermenek’te, İliç’te olduğu gibi… İnsan hayatı bir maliyet unsuru, önlem almak ise gereksiz bir masraf olarak görüldü.
Rant Uğruna Bir Ülke Kurban Edildi
Türkiye, bir doğa felaketinde değil, neoliberal rant düzeninde öldü.
İmar affıyla kaçak yapılar yasallaştırıldı.
Denetimsizlikle binalar beton tabutlara dönüştü.
Kriz yönetimsizliğiyle insanlar göz göre göre ölüme terk edildi.
Ve sonra ne oldu?
Unutulsun diye propaganda başladı. Suçlular cezalandırılmadı, sorumlular hesap vermedi. Tıpkı geçmişte olduğu gibi, yine “kader” denildi.
Unutmamak, Unutturmamak
Bugün 6 Şubat depreminin yıldönümü. Biz yalnızca kaybettiklerimizi anmıyoruz. Bu felaketin sorumlularını da unutmadığımızı haykırıyoruz.
Çünkü unutturulan her felaket, bir sonrakinin habercisidir.
Ve biz, bir sonraki felakette değil, bu düzende ölmemek için hesap sormaya devam edeceğiz.