Kadavra skandalı: ABD Üniversitesi USC, İsrail Ordusuna ceset satmış

5 gün önce 26

ABD’nin prestijli üniversitelerinden USC’nin, İsrail ordusuna travma eğitimi için kadavra sattığı ortaya çıktı. 860 bin dolarlık anlaşma, etik ve hukuki tartışmaları beraberinde getirdi. ABD’deki kadavra skandalı, akademik kurumların askeri iş birliklerini ve etik sınırlarını yeniden gündeme taşıdı. Cesetlerin ticari amaçla kullanımı, kamuoyunda öfke yarattı.

12978018 5090922 scaled

Travma Eğitimi İçin Ceset Transferi

ABD’deki Güney Kaliforniya Üniversitesi (USC), İsrail Savunma Kuvvetleri’ne (IDF) travma eğitimi sağlamak amacıyla kadavra sattığı iddiasıyla gündemde. Ortaya çıkan belgeler, üniversitenin 860 bin dolarlık bir anlaşma kapsamında insan cesetlerini askeri eğitimde kullanılmak üzere transfer ettiğini gösteriyor. Skandal, hem akademik etik hem de uluslararası hukuk açısından ciddi soruları beraberinde getiriyor.

Belgeler, ABD merkezli bir araştırma kolektifi tarafından kamuoyuna sunuldu. USC’nin tıp fakültesi bünyesindeki anatomi programı aracılığıyla gerçekleştirilen transferin, “travma simülasyonu” adı altında yapıldığı belirtiliyor. Cesetlerin, patlama, kurşun yarası ve yanık gibi savaş senaryolarında kullanılmak üzere hazırlandığı iddia ediliyor.

İsrail ordusunun Gazze’deki operasyonları nedeniyle uluslararası kamuoyunun yoğun eleştirisine maruz kaldığı bir dönemde, bu tür bir iş birliği özellikle dikkat çekti. İnsan hakları savunucuları, kadavraların bu şekilde kullanılmasıyla hem ölüye saygı ilkesinin ihlal edildiğini hem de savaşın normalleştirildiğini savunuyor.

ÜNİVERSİTENİN SAVUNMASI: EĞİTİM AMAÇLI PROTOKOL OLDU

USC yönetimi ise yaptığı açıklamada, “eğitim amaçlı protokollerin” izlendiğini ve “tüm işlemlerin yasal çerçevede” gerçekleştiğini belirtti. Ancak üniversitenin bağışçılardan alınan cesetleri askeri amaçlarla kullanması, bağışçı aileleri ve etik kurullar tarafından sert biçimde eleştiriliyor.

ABD’de kadavra bağışı sistemi, genellikle tıbbi eğitim ve bilimsel araştırmalar için kullanılıyor. Ancak bu sistemin askeri kurumlarla yapılan anlaşmalarla ticari bir zemine kayması, akademik bağımsızlık ve etik sorumluluk açısından alarm verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Skandalın ortaya çıkmasının ardından USC öğrencileri ve bazı öğretim üyeleri protesto düzenledi. “Bilim savaşla kirletilemez” ve “Cesetler ticaret malı değildir” sloganlarıyla yapılan yürüyüş, üniversite kampüsünde geniş yankı uyandırdı.

UZMANLAR: BİLİM MİLİTARİZE EDİLİYOR

İsrail ordusu ise konuya dair resmi bir açıklama yapmadı. Ancak uluslararası basında yer alan haberlerde, IDF’nin travma eğitimi için ABD’deki çeşitli kurumlarla iş birliği yaptığına dair geçmişe dönük bilgiler bulunuyor.

Etik uzmanları, bu tür uygulamaların hem ölüye saygı hem de bilimsel tarafsızlık ilkeleriyle çeliştiğini vurguluyor. Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Elaine Roth, “Kadavralar üzerinden savaş pratiği yapmak, bilimin militarize edilmesidir” diyerek tepkisini dile getirdi.

ABD’de daha önce de kadavra kullanımıyla ilgili tartışmalar yaşanmıştı. Ancak bu kez olayın uluslararası bir askeri iş birliği kapsamında gerçekleşmesi, hukuki boyutu daha da karmaşık hale getiriyor. Bazı hukukçular, bu tür transferlerin “uluslararası insancıl hukuk” kapsamında incelenmesi gerektiğini savunuyor.

Skandalın ardından USC’nin kadavra bağış programına olan güvenin sarsıldığı belirtiliyor. Bazı bağışçı aileler, cesetlerinin hangi amaçlarla kullanıldığını bilmediklerini ve bu durumun “kandırılma” anlamına geldiğini ifade etti.

ABD Kongresi’nde bazı temsilciler, üniversitelerin askeri kurumlarla yaptığı anlaşmaların şeffaflaştırılması için yasa teklifi hazırlığında olduklarını duyurdu. Bu gelişme, akademik kurumların etik sorumluluklarını yeniden tanımlama ihtiyacını gündeme getiriyor.

 

Makalenin tamamını oku