Hollanda’da her 11 haneden biri, yani yaklaşık 730 bin hane, derinleşen borç sorunuyla boğuşuyor. Üstelik bu insanların kurtulmak için yöneldiği sistem, ironik biçimde, onların çaresizliğinden kâr elde ediyor.
Sert Gerçekler
Hollanda’nın borç sorunu eşi görülmemiş boyutlara ulaştı. 2021’de hanelerin yüzde 7,7’si (yaklaşık 618 bin hane) problemli borçlarla mücadele ederken bu oran 2023 başında yüzde 8,8’e (726 bin hane) çıktı. 2024 itibarıyla ise sayı 730 bine ulaştı.
Bu rakamların arkasında boşanma, işsizlik ya da hastalık gibi kişinin kontrolü dışındaki nedenlerle mali çıkmaza giren binlerce dramatik insan hikâyesi var.
Çaresizlikten Beslenen “Kazanç Modeli”
Küçük bir borç, yasal mekanizmalar sayesinde hızla devasa bir yüke dönüşebiliyor. Süreç; faiz, ceza ve icra masraflarıyla bir “kazanç modeline” dönmüş durumda.
İcra Masrafları: Yasal Hazine
İcra büroları en az 40 euro masraf kesebiliyor. 2.500 euroya kadar olan borçlarda yüzde 15’e kadar ek masraf uygulanabiliyor. Örneğin 3.000 euroluk bir borçta en fazla şu şekilde masraf çıkıyor:
15% × 2.500 + 10% × 500 = 425 euro.
Yasal Faiz: Sessiz Katil
1 Ocak 2025’ten itibaren geçerli yasal faiz oranı yüzde 6. Üstelik faiz yıllık bazda bileşik hesaplanıyor; yani borç, “faizin faizi” ile katlanarak büyüyor.
Psikolojik Yıkım
Borç kıskacındaki insanlar sadece maddi değil, psikolojik bir yıkım da yaşıyor. Posta kutusunu açmaya korkar hâle gelen borçlular, uykusuz geceler geçiriyor ve utanç duygusu nedeniyle yakınlarıyla bile paylaşamıyor. Bu izolasyon, sorunu daha da derinleştiriyor.
2024 verilerine göre problemli borcu olan hanelerin %5,5’i çocuk koruma, gençlik yardımı veya ıslah hizmetleriyle temas hâline gelmiş durumda. Borç sorunu yalnızca yetişkinleri değil, çocukların hayatını da doğrudan etkiliyor.
Yardım Sistemi Çökmüş Durumda
Sorunun en dramatik boyutu, yardıma erişimin neredeyse imkânsız oluşu. Yılda yalnızca 80 bin hane yardım talebinde bulunuyor; bunlardan ise sadece 15 bini gerçekten yardım alabiliyor.
Bu tablo şu anlama geliyor:
- Borç batağındaki 730 bin hanenin yalnızca %11’i yardım istiyor.
- Sadece %2’si fiilen yardım görebiliyor.
İnsanların yardım aramamasının sebepleri ise karmaşık: Utanç, bilgi eksikliği ya da hiçbir şeyin değişmeyeceğine dair umutsuzluk.
Topluma Bedeli Ağır
Borç krizinin maliyeti bireylerle sınırlı değil; tüm topluma yüksek bir fatura çıkarıyor. Hükûmet, bu sosyal ve ekonomik maliyetlerin ilk kez sistematik olarak ölçüldüğünü kabul ediyor.
Sistemin Açık İflası
Mevcut borç tahsil sistemi, alacaklıları korumak için tasarlandı; ancak pratikte:
- Küçük borçlar yasal faiz ve icra masraflarıyla dev borçlara dönüşüyor.
- İnsanların çaresizliğinden ciddi kazanç elde ediliyor.
- Borçlulara sağlanan yardım son derece sınırlı.
- Sosyal ve ekonomik bedel tüm topluma yansıyor.
Değişim Çağrısı
Artan borç oranları ve büyüyen sosyal yara, acil bir politika değişikliğini zorunlu kılıyor. Uzmanlara göre yeni yaklaşım:
- Önleyici olmalı, sorun büyümeden müdahale etmeli.
- İnsanları desteklemeli, onları daha derin çukura itmemeli.
- Borçtan kâr elde eden mekanizmaları kırmalı.
- Küçük borçlar büyümeden erken müdahale imkânı sağlamalı.
Bu krizin toplumsal etkisi gıda bankalarındaki artışta da görülüyor: 2025 başından beri gıda bankasına başvuran kişi sayısı %15 arttı. Bu yalnızca borç krizinin değil, daha derin ekonomik sorunların da işareti.
Artık Hollanda’nın bu sistemin insan refahından çok kârı öncelediğini kabul etmesi ve önlem alması gerekiyor. Aksi hâlde, binlerce aile daha bu acımasız borç çarkının dişlileri arasında kaybolacak.
Haber:NHABER.NL