İstanbul’un en gözde semtlerinden biri olan Beşiktaş-Arnavutköy hattında dikkat çeken bir topluluk var: Karslı Saki ailesi. Göçle başlayan bir hayat hikâyesini başarıya dönüştüren bu büyük aile, yıllar içinde sadece iş dünyasında değil, kültürel mirasın korunmasında da önemli bir rol üstlenmiş durumda.
Rotterdam merkezli TOVER Derneği’nin yeni başkanı olarak göreve başlayan Tarık Saki’nin daveti üzerine İstanbul’a gelen gazeteci arkadaşım Sedat Tapan, ailenin köklerine inen özel bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaret kapsamında, ailenin İstanbul’daki işletmelerinin yöneticisi Kadir Saki ile anlamlı bir söyleşi yapıldı.
Kadir Saki, aile hikâyesini şu sözlerle anlattı:
“Her şey, 1979 yılında babam Mehmet Saki’nin – namıdiğer Kürt Mehmet – Kars’tan İstanbul’a tek başına gelmesiyle başladı. O yıllarda İstanbul ‘taşı toprağı altın’ denilen bir şehirdi. Babam daha iyi bir hayat kurmak, ailesine daha sağlıklı koşullarda bir gelecek sunmak için yola çıktı. İlk başlarda mutfakta bulaşıkçılık, yol kenarlarında otoparkçılık gibi işler yaptı. Ama asla pes etmedi. Zamanla ailesini de İstanbul’a getirerek bu büyük göç zincirini başlattı.”
Yıllar içinde sadece Saki ailesi değil, aynı köyden, aynı aşiretten birçok akraba da İstanbul’a geldi. Her biri farklı iş kollarında çalıştı, çabaladı ve sonunda kendi işletmelerini kurdu. Bugün Saki ailesi fertleri, İstanbul’un çeşitli semtlerinde 80’in üzerinde işletmeye sahip. Beşiktaş’tan Bebek’e kadar uzanan bu başarı zinciri, sadece ekonomik bir büyüme değil, aynı zamanda kültürel bir direnişin de örneği.
“Kültürümüzü metropolde yaşatıyoruz”
Kadir Saki, sadece işletme sahibi olmanın ötesinde bir misyon taşıdıklarını vurguladı:
“Biz İstanbul gibi dev bir metropolde kendi kültürümüzü, örf ve adetlerimizi kaybetmeden yaşamaya çalışıyoruz. Çevremizden de bu konuda büyük takdir görüyoruz. Kars’tan gelen o sağlam aile yapısını, geleneksel misafirperverliği ve çalışkanlığı burada da devam ettiriyoruz.”
Saki ailesinin hikayesi aynı zamanda bir dayanışma modeli. Pandemi döneminde başlattıkları bir platformla, Türkiye’nin farklı şehirlerindeki ve yurt dışındaki akrabaları aynı çatı altında toplama çabasına girdiklerini anlatan Saki, bugün 2200’ün üzerinde ailenin bu platforma dahil olduğunu belirtiyor.
“Bu sadece bizim değil, gelecek nesillerin kültürel mirasına sahip çıkması için atılan temeller. Z kuşağı bu yapının meyvesini yiyecek,” diyor Kadir Saki.
Başlangıç: Otopark, Bugün: Girişimcilik
Saki ailesinin İstanbul’daki ilk işi otoparkçılıkla başlamış. Bugün bu alandaki köklerini koruyarak Horeca (otel, restoran, kafe) sektöründe önemli bir oyuncu haline gelmişler. Bebek semtinde Yılmaz Saki, Arnavutköy’de Yakup, Çetin, Celal, Kemal ve Asım gibi birçok aile ferdi işletme sahibi olarak varlık gösteriyor.
Kadir Saki’nin sözleriyle:
“İşçi olarak başladığımız şehirde bugün mekan sahibi olmak bizim için gurur kaynağı. Artık kalıcıyız. 1979’dan 2025’e, tam anlamıyla bir yarım asır. Biz de bu bayrağı bizden sonraki kuşaklara devretmek için canla başla çalışıyoruz.”
Bu hikâye, sadece bir ailenin değil, aynı zamanda Anadolu’dan İstanbul’a uzanan bir kültürün, emeğin ve dayanışmanın hikâyesi. Saki ailesi, İstanbul’un kalbinde bir Kars mozaiği oluşturarak, geçmişin izlerini geleceğe taşımaya devam ediyor.
Haber: Sedat Tapan- İstanbul