CİĞERLERİMİZ YANDI

1 gün önce 44

Öncelikle, asıl konuma geçmeden önce Kuzey Irak’ta şehitlik mertebesine ulaşan, başta aileleri olmak üzere tüm milletimizin ciğerini yakan 12 kahraman Mehmetçiğimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerine ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne başsağlığı ve sabır temenni ediyorum.

 

Kur’an, şehitlik makamını ahirette peygamberler, sıddıklar ve salihlerle birlikte anar:

“Kim Allah’a ve Resulü’ne itaat ederse, işte onlar Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehitlerle ve salihlerle beraberdir.”

(Nisa Suresi, 69. Ayet)

 

Ormanlarımız günlerdir yanıyor.

 

Ormanın önemini ilkokul sıralarında öğrenmeye başlarız. Ancak orman denince çoğunlukla sadece ağaçlar akla gelir. İçinde yaşayan bitkilerden hayvanlara kadar pek çok canlı çoğu zaman yok sayılır. Can kaybı denince sadece insanlar düşünülür.

 

Oysa orman; yaşam kaynağımızdır.

Oksijen üretir, doğanın dengesini korur, sayısız hayvan türüne yuva olur.

Ormanların yanması, tüm bu canlıların yok olması demektir.

Her canlının, ekolojik dengede yeri ve görevi vardır.

 

“Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık.”

(Kamer Suresi, 49. Ayet)

 

Rabbimiz’in koyduğu ölçüye müdahale edilmediği sürece her şey yerli yerindedir. Yağmur ölçüyle yağar, güneş ölçüyle ısı ve ışık verir.

 

Orman, aynı zamanda toplumun geçim kaynağıdır.

Bir kurşun kalemden, kâğıda; evlerden gemilere kadar birçok şeyin hammaddesi ormandan gelir.

Zeytin ağacı gibi Kur’an’da adı geçen, binlerce yıllık tarih taşıyan, şifa ve ışık kaynağı ağaçlar da bu ekosistemin parçasıdır.

 

Ancak küçük bir ihmal ya da kasıt, bu bütünlüğü yok edebilir.

Sonra da bu felaketler “kadere” bağlanır. Oysa Kur’an ne diyor?

 

“Başınıza gelen her musibet, kendi ellerinizle yaptıklarınız yüzündendir.”

(Şûrâ Suresi, 30. Ayet)

 

Kader konusunu ileride ayrıca ele alacağım.

 

Yeşilin kıymetini, şehirlerin henüz beton yığınına dönüşmediği dönemleri yaşayanlar daha iyi anlar.

Bahçesinde sebze-meyve yetişen müstakil evler, yanından dere akan sokaklar, ayçiçek tarlaları, söğüt ağaçlarına kurulmuş salıncaklar…

 

Çöl iklimlerinde yaşayanlar da bunun kıymetini iyi bilir.

Toprakları erozyona uğramış köylerin insanları da…

 

Çünkü canlı olan yalnızca insan değildir.

 

Kur’an’a göre yaratılmış her varlık canlıdır:

“Yedi kat gök, yer ve bunlardaki her şey Allah’ı tesbih eder.”

(İsra Suresi, 44. Ayet)

 

“Dağların Allah’ı tesbih ettiği…” (Sa’d Suresi, 18)

“Taşların bile Allah’a saygıyla yaklaştığı…” (Bakara Suresi, 74) ayetlerinde belirtildiği gibi…

 

Biz sadece insana canlı deriz; oysa Rabbimiz taşa bile canlılık atfeder.

 

Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak bizim görevimizdir.

Aksi takdirde, gölgesine sığınacak bir ağaç bile bulamayabilirler.

 

Hz. Peygamber yeşile büyük önem verirdi. Şu hadis bunu çok açık ifade eder:

“Kıyamet kopuyor olsa bile, elinizde bir fidan varsa onu dikin.”

 

O’nun ümmeti olarak biz de bunu yapmalıyız.

Toprağa yatırım yapmalı, betona değil…

 

Allah’a emanet olun.

 

Bayram Tan

The post CİĞERLERİMİZ YANDI first appeared on Hollanda Haberleri.

Makalenin tamamını oku