Türkçeyi Türk Konsolosluğuna Anlatmak: Bir Belge Krizinden Öte

2 hafta önce 57

Hollanda’da yıllarca çalışıp emekli olduktan sonra Türkiye’ye dönen Türk vatandaşları için hayatın huzurlu bir döneme girmesi beklenirken, karşılarına çıkan bürokratik engeller hayal kırıklığı yaratıyor. Konu sadece bir belge değil; özünde, vatandaşa duyulan güvenin ve sistemin kendi içindeki çelişkilerinin sorgulanması.

 

Emekliler, Hollanda’dan aldıkları ve Türkçe olarak düzenlenen resmi belgelerle Türkiye’de bazı işlemleri yapmak istiyor. Ancak Türkiye’nin yurtdışı temsilcilikleri, yani konsolosluklar bu belgeleri kabul etmiyor. Gerekçe mi? “Yeminli tercümandan çevrilmeli!” deniyor.

Peki ama…

Türkçe yazılmış ve Hollanda resmi makamları tarafından düzenlenmiş bir belge, Türkiye Cumhuriyeti’nin konsolosluğunda neden geçersiz sayılıyor?

Sorunun yanıtı basit değil; çünkü bu mesele teknikten çok daha fazlası: Bir sistem ve güven sorunu.

 

Vatandaşlar yıllarca hem Hollanda’ya hem Türkiye’ye katkı sunmuşken, şimdi 50 euro gibi ek bir maliyete zorlanıyorlar. Oysa ki belge zaten Türkçe. Peki ya güven? Türkiye’nin dış temsilcilikleri, Hollanda makamlarının verdiği belgeye güven duymuyor mu? Yoksa konu, basit bir bürokratik otomasyondan ibaret mi?

 

Bu uygulama, yalnızca maddi değil, manevi bir külfet de yüklüyor. “Kendi devletimin konsolosluğu, kendi dilimdeki belgeyi neden tanımaz?” diye soran vatandaş, aslında devletle arasındaki bağı sorgulamak zorunda kalıyor.

 

Sivil toplum kuruluşlarının ve emeklilerin çağrısı net: Vatandaşın karşısına bürokrasi değil, kolaylık çıkarın.

Kendi vatandaşını kendi diliyle yoran bir sistemin sürdürülebilirliği sorgulanmalı. Bu yalnızca belgeyle ilgili bir mesele değil; devletin vatandaşına ne kadar yakın durduğunun bir göstergesi.

 

Belki de bu yaşananlar, emekli vatandaşlarımıza değil, kamu yönetimine bir ders olmalı:

Güven duymadığınız her belge, aslında vatandaşa duyulmayan güvendir.

Makalenin tamamını oku