Hollanda’da sığınmacıların ülke geneline dengeli şekilde dağıtılmasını öngören Dağıtım Yasası, siyasi arenada giderek daha tartışmalı bir hâl alıyor. Kabine, yasanın “tercihen” ancak gelecek yıl geri çekilmesini isterken, bu geri adımın ardında yerel yönetimlerle yaşanan sessiz bir çekişme yatıyor.
Geçtiğimiz iki yılda uygulamada olan yasa, belediyelere sığınmacı barınakları sağlama zorunluluğu getiriyordu. Hedef: 90 bin kişilik kabul yeri. Ancak bu zorunluluk, yerel yönetimlerde ciddi dirençle karşılaştı. PVV’li İltica Bakanı Faber ve parti lideri Wilders, bu yükümlülüğün “bir an önce” kaldırılması çağrısında bulunurken, koalisyonun geri kalanı daha kademeli bir yaklaşımı benimsiyor.
Kabinenin planı ise dikkat çekici: Zorlayıcı madde kalkıyor, ama sistemin özü kalıyor. Her iki yılda bir kaç barınma yerine ihtiyaç duyulduğu yine hesaplanacak, yerel yönetimlerle müzakereler sürecek. Anlaşma sağlanmazsa, kararı yine bakanlık verecek. Yani şekil değişiyor ama sorumluluk yerel yönetimlerin omuzlarında kalmaya devam ediyor.
Bu arada asıl kriz büyüyor: Statü almış ama ev bulamayan binlerce sığınmacı hâlâ geçici merkezlerde barınıyor. Faber, 60 belediyenin geçici lokasyonlara “bir ölçüde ilgi gösterdiğini” belirtse de, bu ilginin kalıcı çözüme dönüşüp dönüşmeyeceği meçhul.
Dağıtım Yasası’nın geleceği hâlâ belirsizliğini koruyor. Geri çekilme söylemleri, kamuoyuna yumuşak bir geçiş gibi sunulsa da, arka planda karmaşık bir yetki savaşı yaşanıyor.