Rönesans İtalya’sında Kilise Etkisi

1 gün önce 6

Merhaba Sevgili okurlar

Bu hafta İtalya’daydım.

Kuzey İtalya’dan başlayıp, Adriyatik Denizi kıyısındaki tatil beldesi Rimini’de bitirdim.

 

Deniz turizminden çok kültür turu oldu.

Avrupa şehirlerinin tipik özelliği, büyük bir kilise etrafında kurulmuş olmalarıdır.

 

Bazı şehirlere sadece bu kilise ve katedralleri görmek için gidersiniz.

Milano bunlardan biridir.

Tamamen mermerden yapılan Duomo Katedrali mutlaka görülmelidir.

 

Rönesans’ın doğduğu şehir Floransa bir diğeridir.

Bu şehirde sanata ve mimariye doyulur.

Michelangelo, Rafael, Leonardo Da Vinci’ye ait birçok eser yer alır.

O ünlü kubbesi ve çan kulesi ile meşhur Santa Maria Katedrali, şehrin sembolü ve merkezidir.

(Şu ana kadar gördüğüm en muhteşem eserdir, Ayasofya’dan sonra.)

 

Yine, Modena ve Bologna da büyük katedrallerin etrafında kurulmuştur.

 

Pisa’da kulesi ünlü olsa da yanındaki katedral bir harikadır ve şehir burada kurulmuştur.

 

Roma, malum Katolikliğin merkezi ve Vatikan Devleti’nin bulunduğu şehir!

Papalık etkisi her yerde hissediliyor ve şehrin merkezi Sint Pieter Bazilikası etrafındadır.

 

Rönesans dönemi, sanatta ve mimaride altın çağını yaşasa da halkın yaşamı sefalet içinde geçmekteydi.

Bir parça ekmek ve temiz su bulmak bile imkânsızdı.

Halk, hijyen sorunu ve salgın hastalıklarla boğuşuyor, çok erken yaşta ölüyorlardı.

 

Bu dönemde en etkili kurum kilise ve ruhban sınıfıdır.

Kralların üzerinde bile çok etkileri vardı.

Bazı kralları tahtlarından etmişlerdir.

 

Çünkü din adamları Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcileri olarak görülür; bu sebeple onlara karşı gelmek, Tanrı’ya ve İsa’ya karşı gelmek olarak kabul edilirdi.

Rönesans döneminde bu çok daha fazla ve katı şekilde uygulanmıştır.

 

Halkın ekmek ve su bulamadığı bir dönemde, devasa büyüklükte ve devasa bütçelerle, halk sömürülerek kilise ve katedraller inşa edilmiştir.

Halk, din baskısıyla korkutulup uyuşturulmuştur.

Bugün dahi, o derecede olmasa da etkisi devam etmektedir.

 

Dolayısıyla, Rönesans İtalya’sında görüntü ile içerik ve halkın yaşam şekli tamamen zıttır.

 

Kur’an, bu ruhban sınıfına sessiz kalmamıştır.

Şu ayet, hem o tarihteki hem de bugünkü ruhban sınıflarını çok iyi bir şekilde tarif eder:

 

> “Ey iman edenler! Bilin ki hahamlardan ve rahiplerden birçoğu halkın mallarını bâtıl yollardan yiyorlar ve insanları Allah yolundan alıkoyuyorlar.

Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda infak etmeyenleri elem verici bir azap beklemektedir.” (Tevbe Suresi, 34. Ayet)

 

Bu ayette Yahudi ve Hristiyanlar kastediliyor gibi görünse de (Kur’an’ın indiği dönemde bu iki dinin ruhban sınıfları olduğundan dolayı), bu şekilde davranan her inancın din adamları da bu ayetin muhatabıdır.

Din adamı, hakkı ve hakikati konuşmak, mal ve mülke düşkün olmamak konusunda titiz olmalıdır.

 

Her dönemde, ayetin muhatabı olan din adamlarının benzer tavırlar gösterdiğine şahit olunmuş, olunmaya maalesef devam edilmektedir.

 

Şunu da belirteyim ki İslam’da ruhban sınıfı yoktur.

Kur’an, ruhbanlığı reddeder.

 

> “Uydurdukları ruhbanlığa gelince, onu onlara biz yazmamıştık.”

(Hadid Suresi, 27. Ayet)

 

Allah’a emanet olun.

Bayram Tan

 

The post Rönesans İtalya’sında Kilise Etkisi first appeared on Hollanda Haberleri.

Makalenin tamamını oku