Onlar için ” değil “onlarla birlikte” bir yaşam inşa etmek

23 saat önce 47

 

Geçtiğimiz hafta Engelliler Haftası’ydı. Ancak engellilik yalnızca bir haftaya ya da bir güne sığdırılacak bir konu değildir. Bu, yılın her günü dikkat edilmesi, önemsenmesi ve hatırlanması gereken bir yaşam gerçeğidir.

 

Asıl sorumluluğumuz; engelli bireyleri yalnızca özel günlerde hatırlamak değil, onları hayatın tam merkezine dâhil etmektir. Birlikte yaşanabilir alanlar oluşturmak, erişilebilirliği bir lütuf değil bir hak olarak görmek ve “onlar için” değil “onlarla birlikte” bir yaşam inşa etmektir. Çünkü gerçek farkındalık, süreklilik gösterdiğinde anlam kazanır.

 

Toplum olarak çoğu zaman farkında olmadan büyük bir yanılgının içinde

 

yaşıyoruz: Engelliliği yalnızca başkalarının başına gelen bir durum gibi görüyoruz. Oysa gerçek çok net ve sarsıcıdır: Her sağlıklı birey, bir engelli adayıdır. Bir kaza, bir hastalık, ani bir sağlık sorunu ya da yaşlılık… Hayat, hiçbirimize kalıcı garantiler sunmaz.

 

Bu nedenle engellilik meselesi, yalnızca engelli bireylerin ya da ailelerinin sorunu değil; toplumun tamamını ilgilendiren insani, vicdani ve sosyal bir konudur.

 

En büyük engel çoğu zaman bedensel değildir. Asıl engel; sevgisizliktir, saygısızlıktır, umursamazlık ve duyarsızlıktır. Bir kaldırımda bırakılan araba, erişilemeyen bir bina, görmezden gelinen bir ihtiyaç ya da küçümseyen bir bakış… Bunların her biri, engeli büyüten görünmez duvarlardır. Engel “siz” olmayın.

 

Farkındalık, takvimde işaretlenen tek bir günle sınırlı olmamalıdır.

 

Aslında her gün farkında olmak gerekir. Ancak toplumun tüm bireylerinde bu bilinç yerleşene kadar, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü gibi özel günler; düşünmek, konuşmak ve harekete geçmek için önemli fırsatlar sunar.

 

Sevgi, anlayış, empati ve dayanışma ile aşılamayacak engel yoktur. Engelli bireyler acınmayı değil, anlaşılmayı; dışlanmayı değil, eşit katılımı ister. Onurlu bir yaşam, herkesin en temel hakkıdır.

 

Erişilebilir şehirler, kapsayıcı eğitim sistemleri, eşit istihdam olanakları ve ayrımcılıktan uzak bir toplumsal dil mümkün. Yeter ki istemeyi ve sorumluluk almayı bilelim.

 

Çünkü kapsayıcı bir toplum, yalnızca engelli bireyler için değil; yaşlılar, çocuklar,

hamileler ve aslında hepimiz için daha yaşanabilir bir dünyayı beraberinde getirir. Bir toplumu güçlü yapan şey; en kırılgan görünen özel gereksinimleri bireylerine sunduğu imkânlardır.

 

Herkes yapabileceği küçük ama anlamlı bir adım atabilir: Engelli bireylerin yaşamını kolaylaştıran projelerde gönüllü olmak, farkındalık eğitimlerine katılmak, çevremizdeki yanlışları nazikçe uyarmak ya da sadece bu konuyu görünür kılmak için bir paylaşım yapmak… Unutmayalım, hiçbir adım küçük değildir.

 

Gerçek eşitlik; herkesin sesinin duyulduğu, herkesin onuruyla var olabildiği bir toplumda mümkündür. Engelsiz bir dünya bir hayal değil; doğru bakış açısı, güçlü bir vicdan ve ortak bir çabayla ulaşılabilecek bir gerçektir.

Gönüllere dokunan satırlarda buluşmak dileğiyle,

Uzm.Psikolog & Sosyolog

Rukiye Sultan Gür

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

The post Onlar için ” değil “onlarla birlikte” bir yaşam inşa etmek first appeared on Hollanda Haberleri.

Makalenin tamamını oku