MİZANTROPİ: NEFRETİN GÖLGESİNDE İNSANLIK

1 ay önce 37

 

“ Nefret, sadece bir duygu değil; insanlığın vicdanında açılmış derin bir yaradır. Onu besleyen korkular, önyargılar ve sevgisizliktir. Ama her nefretin içinde, anlaşılmayı bekleyen bir acı gizlidir.”

 

Mizantropi… Yunanca misanthropos kelimesinden türeyen bu sözcük, “insanlardan nefret eden “ anlamına gelir.

 

Günümüz toplumlarının giderek artan kutuplaşması, öfke kültürünün yayılması ve empati yoksunluğu ve de siyasetçilerin birbirlerine karşı acımasızca aşağılayıcı dil kullanmaları, bu kavramı sadece felsefi bir terim olmaktan çıkarıp günlük yaşamın merkezine yerleştirdi.

 

Artık nefret, yalnızca bireysel bir ruh hali değil; siyasetten sosyal medyaya, aileden iş yerine kadar her alana sızan toplumsal bir refleks haline geldi…

 

Peki, nefret insan doğasında mı var? Yoksa yaşadığımız ezilmişliklerin, ötekileştirilmişliklerin bir sonucu mu?

 

Belki de insanlar, kendi içlerindeki yetersizlikleri gizlemek için başkalarına kin duyarak bir savunma duvarı mı örüyörlar. Bir tür ruhsal zırh diyebiliz.. Çünkü nefret etmek, bazen acı çekmekten daha kolaydır.

 

Toplumsal düzlemde ise nefret; ideolojik farklılıkların, kimlik çatışmalarının ve aidiyet eksikliğnin bir ürünü olarak karşımıza çıkar.

 

İnsan, kendini bir topluluğa ait hissetmediğinde, ötekini tehdit olarak görür. Bu tehdit algısı zamanla öfkeye, öfke nefrete, nefret de şiddete dönüşür.

 

Nitekim tarih “biz” duygusunu kaybeden toplumların birbirine düşman kardeşlere dönüştüğünü defalarca göstermiştir.

 

Emperyalist güçlere karşı kurtuluş savaşı verilerek kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ana felsefesi de “biz “ duygusuydu ve bunu kaybetikçe, düşman kardeşlik fitilini çok iyi aşılıyan emperyallist güçler, kendilerine buldukları uşaklar aracılığıyla bu toplumsal düşmanlığı yarattılar..

 

Hala bu düşmanlığı körükleyen siyasiler aracılığı ile sürdürmek için büyük bir çaba içindeler ! Bunun için mutlaka kuruluş felsefemize son süratle dönmeliyiz..

 

Bu arada insanları etnik kimlik ve inançlar üzerinden de kin ve düşmanlığa sürüklemek amacıyla kurdukları cemaatler, tarikatlar ile de faaliyetlerini sürdürmekteler. ülkemizde ki siyasiler de OY uğruna bunları korumaktalar desteklemekte oldukları bilinmektedir.

 

Nefretin panzehiri, ne yasaklar ne de cezalarla bulunabilir. Onun panzehiri, anlama çabasıdır.

Empati yapmak….

Nefretin köküne inmek…

Kendinle barışmayı öğrenmek..

Ve genellemeden kaçınmak..

İnsan, nefret ettiği kişide aslında kendi korkularının yansımasını görür. O yansımayı fark edenler, düşmanlık yerine anlayışı, öfke yerine adaleti seçerler.

“ Nefret, korkunun maskesidir.” (Mahatma Gandhi)

Unutmayalım: Nefretin hüküm sürdüğü yerde insanlık susar.

Ama bir kişi bile anlamayı seçerse, o sessizliğin içinden yeniden insan sesi yükselir.

“Nefret, korkunun maskesidir.”

— Mahatma Gandhi

Dostça selamlarımla,

Kamil Kopuz

Kkopuz53@gmail.com

 

 

The post MİZANTROPİ: NEFRETİN GÖLGESİNDE İNSANLIK first appeared on Hollanda Haberleri.

Makalenin tamamını oku