Kurban, insanlık tarihi kadar eski bir ibadettir. Her inançta, her medeniyette ve kültürde kurban etme geleneği yer almıştır. Ancak Allah’ın tevhid dini terk edilip putperestliğe ya da sapkın inanışlara yönelince, hayvan kurbanı yerini insan kurbanına bırakmıştır. Bu durumun en bilinen örnekleri Aztekler, Mayalar, Olmekler, Antik Mısır, Fenikeliler ve bazı dönemlerde Antik Yunan ve Roma uygarlıklarıdır.
Kur’an penceresinden kurbana baktığımızda, Hac Suresi 34. ayette Rabbimiz şöyle buyurur:
“Biz, her ümmete kurban kesmeyi gerekli kıldık.”
Bu ayet, kurban ibadetinin insanlıkla birlikte başladığının delilidir.
Allah’a sunulan ilk kurbanların, Hz. Adem’in oğulları Habil ve Kabil tarafından yapıldığı bilinir. (Kur’an’da isimleri geçmese de, rivayetlerde ve Tevrat’ta bu şekilde geçer.) Habil’in kurbanı kabul edilmiş, Kabil’inki ise reddedilmiştir. Kıskançlığa kapılan Kabil, kardeşini öldürmüştür.
Maide Suresi 27. ayette şöyle buyrulur:
“Onlara, iki Âdemoğlunun haberini oku: Hani ikisi birer kurban sunmuşlardı; birininki kabul edilmiş, diğerininki ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen) ‘Seni mutlaka öldüreceğim’ dedi. Diğeri ise, ‘Allah, ancak takva sahiplerinden kabul eder’ dedi.”
Yani Allah, kendisi için kesilen kurbanı ancak takva sahiplerinden kabul eder. Elbette en doğrusunu Allah bilir.
İslam’da kurban denince, Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail akla gelir. Ancak, halk arasında yaygın olan şu yanlış anlayış Kur’an’a dayanmamaktadır:
“Hz. İbrahim’in bir oğlu olursa, onu kurban edeceğine dair adakta bulunduğu” yönündeki anlayış Kur’an’da yer almaz.
Saffat Suresi 102–107. ayetlerde Rabbimiz bu olayın doğrusunu anlatır. Hz. İbrahim bir rüya ile imtihan edilir. Hem o, hem de oğlu bu imtihanı başarıyla geçer. Allah da, bir hayvanı fidye olarak gönderir. Böylece Kur’an, insan kurban etmeyi kesin şekilde reddeder.
Kurban, hac ibadetinin de önemli bir parçasıdır.
Bakara Suresi 196. ayette hac ve kurban meselesi ayrıntılı şekilde açıklanır.
Hacı adayları, hac ibadetini tamamladıktan sonra kurbanlarını keserler. Bu konuda mezhepler arasında bazı farklar vardır: Hanefi mezhebine göre kurban vaciptir (farza yakın), diğer üç mezhepte ise sünnettir.
Kurban kelime anlamı olarak “yakınlaşma” demektir.
Yani Allah’a yakınlaşmak. Ama bu yakınlık, kurban etini sadece kendi dolaplarımıza koyduğumuzda değil, onu ihtiyaç sahipleriyle paylaştığımızda anlam kazanır. Bu, insanların kalplerine de yakınlaşmaktır.
Aynı zamanda, bu fedakârlıkla fıtratımıza da yaklaşmış oluruz.
Kurban Bayramı; sadece ailemizle yeme günü değil, daha çok yedirme günüdür.
Hac Suresi 37. ayette şöyle buyrulur:
“Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Allah’a ulaşan yalnızca sizin takvanızdır.”
Bu ibadet, yalnızca gücü yetenler için sorumluluktur. Ancak gücü yetmeyenler de bu ibadetten faydalanmalıdır. Kurban bir infak kurumudur.
İslam’da yardım edilen kişilerin dini inançları sorgulanmaz. Müslüman olmayanlara da kurban eti verilebilir ve verilmelidir.
Kurbanlık hayvanların bazı şartlara uygun olması gerekir.
Hz. Peygamber’in öğrettiğine göre; büyükbaş hayvanlar en az iki, küçükbaş hayvanlar ise en az bir yaşında olmalı ve sağlıklı olmalıdır.
Hayvanlara eziyet edilmemeli, kesim işlemleri acımasızca değil, merhametle yapılmalıdır.
Kurban, Allah’ın sembollerindendir.
Maide Suresi 2. ayette şöyle buyrulur:
“Allah’ın sembollerine saygısızlık etmeyin.”
Her Kurban Bayramı’nda hayvanseverlerden bazı tepkiler gelmektedir. Ancak aynı kişiler, lüks restoranlarda devasa et menülerine büyük paralar ödeyebilmektedir.
Bu nedenle, Müslümanların bu infak ve yardımlaşma ibadetine saygı gösterilmelidir.
Neticede, bu Allah’ın insanlar için emrettiği önemli bir ibadettir.
Bir diğer mesele de, kurban fiyatları arasındaki uçurumdur.
Özellikle ülkemizde, bir zamanlar yaygın olan hayvancılığın gerilemesi, ithal kurbanlıkların artması ve fırsatçılıkla birlikte kurban fiyatlarının aşırı yükselmesi, kurban kesenlerin sayısında ciddi düşüşe neden olmuştur.
Kurban döneminde fiyatların yükseltilmesi, Müslümana yakışmayan bir tutumdur.
Aksine, bu mübarek günlerde kar oranları asgari düzeye indirilmelidir.
Takva sahibi olmak, böyle zamanlarda fedakârlıkla ortaya çıkar.
Allah, yapılan infakın yerine daha bereketlisini vereceğini kitabında garanti etmektedir.
Aynı fahiş artışlar, Avrupa’da da birkaç katına çıkmaktadır. Bu nedenle, kurban ibadetinin daha uygun şartlarda yapılabildiği Afrika ülkelerinde kesim uygulamaları yaygınlaşmıştır. Bu da çok değerli bir yardımlaşma biçimidir.
Oradaki kardeşlerimizin ihtiyaçları daha fazladır. O bölgelerde hizmet veren yardım kuruluşlarından Allah razı olsun.
Umarım, bir sonraki Kurban Bayramı’nda herkesin rahatça kurban kesebileceği fiyatlar ve şartlar oluşur.
Her eve bayram gelsin.
Gücü yetenler, her eve bayram getirmelidir.
Tüm İslam âleminin Kurban Bayramı mübarek olsun. Allah’a emanet olun.
Bayram Tan
6 Haziran 2025
The post Kur’an’da Kurban ve Tarihsel Ritüeli first appeared on Hollanda Haberleri.