Kendi Düşen Ağlamaz

3 hafta önce 55

Gibi dizisini izleyenler bilir. Feyyaz karakterinin o meşhur sözü var:

“Süreçlerde yoksun ama sonuçlar üzerine konuşuyorsun.”

Tam da böyleyiz.

Olup biteni tartışıyoruz, şikâyet ediyoruz ama iş değişim için sorumluluk almaya, mücadele etmeye gelince ortalıkta kimse yok.

Cumhuriyet’in kazanımları bir bir yok edilirken sessiz kalırsan…

Tekel, şeker fabrikaları, kamu iktisadi teşekkülleri tasfiye edilip ekonomi tekelleşirken izlemekle yetinirsen…

Sendikalar baskı altına alınırken, emeğin örgütlü gücü yok edilirken kayıtsız kalırsan…

Siyasi partiler demokrasiyi inşa etmek yerine lider kültüne dönüşürken, halkın iradesi bir avuç insanın kararlarına hapsolurken itiraz etmezsen…

Eğitim sistemi tarikatların ve sermayenin elinde şekillenirken, geleceğimiz çalınırken mücadele etmezsen…

Özgür basın susturulurken, medya tek sesli hale gelirken bunu normalleştirirsen…

Sivil toplum örgütleri zayıflatılırken, vatandaşın kendi gücünü örgütlemesi engellenirken seyirci kalırsan…

Sonuç belli: Aynı döngüde sıkışıp kalırız!

Oysa mesele sadece sessiz kalmak değil.

Bugün yaşadıklarımız, zayıf kurumlarla ayakta kalmaya çalışmanın sonucu. Eğer gerçekten demokratik bir toplum inşa etmek istiyorsak, bunun yolu güçlü kurumlardan geçer.

Güçlü sendikalar olmadan emeğin hakkını savunamayız.

Güçlü ve demokratik siyasi partiler olmadan halkın iradesini temsil edemeyiz.

Güçlü sivil toplum olmadan yurttaş bilinci geliştiremeyiz. Özgür basın olmadan gerçeği öğrenemez, hakikatin izini süremeyiz.

Bu ülkenin en büyük hatası, kişileri konuşup yapıyı görmezden gelmek oldu.

Oysa sağlam temeller üzerine inşa edilmeyen hiçbir sistem uzun vadede ayakta kalamaz.

Cumhuriyet’i kuran irade, bunun farkındaydı. Atatürk, milletin kendi gücüyle ayağa kalkmasını, kaderini başkalarının eline bırakmamasını istedi. Bugün bizden beklenen de tam olarak budur.

Anadolu’nun güzel bir sözü var: “Kendi düşen ağlamaz.”

Ama biz düşmek zorunda değiliz!

Eğer gerçekten değişmesini istiyorsak, artık sürecin içinde olmalıyız. Güçlü kurumları inşa etmek için çalışmalı, mücadele etmeli ve bu döngüyü kırmalıyız.

Yoksa sonuçlar üzerine konuşmaya devam ederiz. Ve tarih tekerrür eder.

Makalenin tamamını oku