Kadın hakları yalnızca kadınların meselesi değildir; bu konu, bir toplumun vicdanını, adalet anlayışını ve geleceğe verdiği değeri doğrudan yansıtır.
Kadın, hayatın her alanında var olan ancak çoğu zaman sesi kısılmaya çalışılan bir güçtür. Oysa kadın; sadece anne, eş, evlat ya da çalışan değildir.
Kadın, bir toplumun ruhudur.
Tarihe baktığımızda, kadınların en temel hakları için bile büyük mücadeleler verdiğini görürüz.
Eğitim hakkı, çalışma hakkı, söz hakkı, seçim hakkı…
Bugün bize “normal” gibi görünen pek çok kazanım, geçmişte cesur kadınların sessiz ama kararlı direnişi sayesinde elde edilmiştir.
Ancak hâlâ dünyanın birçok yerinde – ve ne yazık ki bazen en yakınımızda – kadınlar ikinci plana itilmekte, değersizleştirilmekte veya yok sayılmaktadır.
Oysa bilinmelidir ki bir kadın güçlüyse, bir aile güçlüdür. Bir aile güçlüyse, bir toplum sağlıklıdır.
Kadının aile içindeki rolü yalnızca çocuk yetiştirmek ya da ev içi sorumlulukları yerine getirmekle sınırlı değildir.
Kadın; duygusal dengeyi kurar, iletişimi güçlendirir, sevgiyi çoğaltır ve zor zamanlarda aileyi ayakta tutan temel direklerden biri olur.
Ancak bunun gerçekleşebilmesi için kadının değer görmesi, anlaşılması ve saygı duyulması gerekir.
Eşler arasındaki ilişki, kadının kendini ne kadar güvende ve değerli hissettiğini doğrudan etkiler. Bir kadının en çok ihtiyaç duyduğu şey, yanında yürüyen bir eşin varlığıdır; onu bastıran, susturan, alay eden veya küçümseyen değil…
Kadın, eşi tarafından desteklendiğinde, potansiyelini daha rahat ortaya koyar. Sevilen, saygı gören, fikirlerine önem verilen bir kadın hem kendini gerçekleştirir hem de ailesine daha sağlıklı bir şekilde katkı sağlar.
Çünkü sevgi ve saygı üzerine kurulu bir ilişkide kimse kaybetmez.
Aksine, iki insan birbirini yükselttiğinde ortaya güçlü bir aile, güçlü bir nesil ve güçlü bir toplum çıkar.
Kadın; sevilmek, anlaşılmak, korunmak ve en önemlisi insan olduğu için değer görmek ister. Bu, bir lütuf değil; en temel haktır.
Toplumsal dönüşüm, kadına verilen gerçek değerle başlar. Ve bu değişim, önce evin içinde, sonra sokakta ve sonra bütün dünyada hissedilir.
Unutulmamalıdır ki kadına verilen değer, bir insanın varlığına duyulan değer ve saygıdır. Bu saygı aileye yansır ve güçlü bir toplumun temelini oluşturur.
Gönüllere dokunan satırlarda buluşmak dileğiyle…
Uzm.Psikolog & Aile-Çift Terapisti
Rukiye Sultan Gür
The post Kadına Verilen Değer İle Güçlenen Toplum first appeared on Hollanda Haberleri.

1 hafta önce
64













Dutch (NL) ·
Turkish (TR) ·