İstismar, Açlık ve Kayıplar: Mülteci Çocukların Sessiz Çığlığı

1 gün önce 16

Hollanda’da koruyucu ailelere yerleştirilen genç mülteciler, güvenli bir gelecek umuduyla geldikleri ülkede istismar, açlık ve ihmalle karşı karşıya kalıyor. Son dönemde yapılan soruşturmalar, mülteci çocukların yeterince korunmadığını ve bazı ailelerin onları kötü muameleye maruz bıraktığını ortaya koydu.

 

Hollanda’daki mülteci çocukların korunmasından sorumlu ulusal vesayet ve gençlik koruma kurumu Nidos’un iç raporlarına göre, koruyucu ailelerin yaklaşık %40’ı hakkında ciddi endişeler bulunuyor. Yetersiz tarama süreci, mülteci çocukların güvensiz veya istismarcı ailelere yerleştirilmesine yol açıyor.

 

Bu durumun en büyük nedenlerinden biri, gençlik koruma görevlilerinin aşırı iş yükü altında ezilmesi. Tek bir görevli, onlarca çocuktan sorumlu olduğu için koruyucu ailelerin düzenli olarak denetlenmesi mümkün olmuyor. Sonuç olarak, bazı çocuklar uzun süre boyunca aç bırakılıyor, kötü muamele görüyor veya ihmal ediliyor.

 

Bazı mülteci çocuklar, daha önce sorun yaşandığı bilinen ailelere yerleştirilmek zorunda kalıyor. Çalışanların aktardığı bilgilere göre, sağlık ve hijyen standartlarının düşük olduğu, uyuz hastalığının yaygın olduğu evlerde çocuklar yaşamak zorunda bırakılıyor. Hatta bir mülteci çocuğun, uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı şüphelenilen bir koruyucu ailenin evine düzenlenen polis baskınında yaralandığı ortaya çıktı.

 

Eğer bir çocuk koruyucu aile yanında güvende değilse, erken uyarı sinyallerine rağmen genellikle bir müdahale yapılmıyor. Barınma alanlarının yetersiz olması nedeniyle, ihmal ve istismar ihbarlarının gerektiği gibi değerlendirilmediği bildiriliyor.

 

Özellikle oturma izni olmayan mülteci çocuklar için durum daha da vahim. Birçok genç mülteci, sığınmacı merkezlerinde veya otoyol kenarındaki acil barınaklarda kalıyor. Ancak bu merkezlerin bazıları suçluların faaliyet gösterdiği yerler olarak biliniyor.

 

Gençlik koruma görevlilerinin verdiği bilgilere göre, bazı mülteci kızlar sistematik olarak bu merkezlerden kayboluyor. Çoğunun insan ticareti mağduru olduğu düşünülüyor. Kaçırılan veya istismara uğrayan bazı kızlar, geri döndüklerinde morarmış gözlerle geliyor ya da çaresizlikten klor içerek intihar girişiminde bulunuyor. Zorla çalıştırma, istenmeyen gebelikler ve diğer istismar vakaları hakkında yetkililerin yeterince önlem almadığı belirtiliyor.

 

Sağlık ve Gençlik Bakımı Müfettişliği (IGJ), ortaya çıkan ihlallerin ardından genç mültecilere yönelik koruyucu bakım sistemini mercek altına aldı. Aynı zamanda Nidos, koruyucu ailelerde kalan tüm mülteci çocuklarla birebir görüşmeler yapacağını duyurdu.

 

Ancak bu adımların yeterli olup olmayacağı tartışmalı. Uzmanlar, sistemin yapısal sorunlarının çözülmesi gerektiğini vurguluyor. Çocuk hukuku profesörü Mariëlle Bruning, herhangi bir güvensizlik belirtisinin olduğu durumlarda çocukların derhal güvenliğe kavuşturulması gerektiğini belirtiyor.

 

Emekli pedagoji profesörü Micha de Winter ise bu durumu, 2019’da yayınlanan ve 1945’ten bu yana Hollanda’daki koruyucu bakım sisteminde gençlere yönelik sistematik şiddeti ortaya koyan raporla karşılaştırıyor. Ona göre, yine aynı hatalar tekrarlanıyor: “Yanlış aile seçimi, yetersiz denetim, kötü rehberlik.”

 

Nidos’un sorumluluğundaki genç mülteci sayısı 2021’den bu yana üç kattan fazla artarak 10.000’i geçti. Gençlik koruma görevlisi eksikliği nedeniyle çocuklara yeterli destek sağlanamıyor. Bu nedenle birçok çocuğun güvenliği riske atılmış durumda.

 

Avrupa genelinde son üç yılda 50 binden fazla mülteci çocuğun kaybolduğu bildiriliyor. Hollanda’da ise 2023 yılına kadar 360 çocuk kayıplara karıştı. Çoğu, Ter Apel’deki kayıt merkezinden çıktıktan sonra izlerini kaybettirdi. Yetkililerin bu soruna nasıl bir çözüm bulacağı ise belirsizliğini koruyor.

 

 

Makalenin tamamını oku