İnfak ve Yardımlaşma

2 ay önce 88

Bu hafta, Kur’an’da 72 yerde geçen ve Rabbimizin özellikle bizden istediği, aynı zamanda Ramazan ayına da çok uygun olan bir kavram üzerinde duracağım:

 

İnfak!

 

İnfak nedir?

Herhangi bir ölçüsü, sınırı olmayan, ucu açık yardım demektir diyebiliriz. Ancak infak sadece maddi yardım olarak anlaşılmamalıdır. İlminle, fikrinle, emeğinle, buluşunla da yapılan her şey infak kapsamına girer.

 

Mesela, benim bu yazıyı yazıp size bu konuyla ilgili bilgi vermem benim infakımdır. Sizin de bu yazıyı geniş kitlelere ulaştırmanız sizin infakınız olur.

 

İnfak, mümin olmanın, takva sahibi olmanın en önemli göstergesidir.

“İman eden kullarıma söyle: Namazlarını kılsınlar ve kendilerini rızıklandırdıklarımızdan gizli ve açık infak etsinler.” (İbrahim Suresi, 31. Ayet)

 

Ramazan ayı, infak için en uygun ay olsa da, bu yardımlaşmayı tüm yıla yaymalıyız.

 

Ramazan ayı, yemekten çok yedirmek ayı olmalıdır.

İftar sofralarımızı yoksul ve muhtaçlara açmalıyız.

İnfak ve yardımlaşma yaparken gösterişten, şahsi menfaatten uzak durmalıyız.

Maalesef, sosyal medyada ve ekranlarda reklam amaçlı veya takipçi kazanmak için yapılan yardımlar görüyoruz.

 

Verdiğimiz kişilerin onurlarını zedelemeden, sadece Allah rızası için yapılan yardımla Allah’a ulaşır.

Ne güzel sözdür: “Sağ elin verdiğini sol el görmemeli.”

 

Ama bugün, sağ elin verdiğini sol el videoya çekiyor, maalesef!

 

“Ey iman edenler! Sadakalarınızı başa kakarak ve inciterek vermeyin. Bunların durumu, kayanın üzerindeki ince toprağa benzer; yağmur yağınca o toprak gider ve kaya çıplak kalır. Bu kişiler yaptıklarından hiçbir sevap elde edemezler.” (Bakara Suresi, 264. Ayet)

 

Yani, dünyevi bir çıkar umulmamalı; yaptıklarımızın karşılığını ahirette beklemeliyiz.

 

İnfak edilecek şey, en iyisinden olmalıdır.

Ailemize layık gördüğümüz şeylerden infak etmeliyiz.

Kullanmadıklarımızı değil, sevdiklerimizi vermeliyiz.

 

“Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe asla iyiliğe (takvaya) ulaşamazsınız.” (Âl-i İmran Suresi, 92. Ayet)

 

Bu ayet inince, Medine’nin zengin sahabelerinden Ebu Talha, 600 hurma ağacı ve kuyusu olan bahçesini Müslümanların kullanımı için infak etmiştir.

 

İnfak konusunda çok üzücü sosyal deneylere de denk geliyoruz:

1 ekmeği infak etmekten kaçınan insanlar!

Bu, ne inancımıza ne de kültürümüze yakışan bir davranıştır.

 

Hz. Peygamber’in şu hadisini unutmayalım:

“Komşusu açken tok yatan bizden değildir.”

 

Şunu iyi bilelim ki, infak edene Rabbimiz, verdiklerinin yerine hemen yenisini vereceğini bildirir:

“Siz her ne şey infak ederseniz, Allah onun yerine mutlaka yenisini verir.” (Sebe Suresi, 39. Ayet)

 

Malım, param eksilir endişesi taşıyanlar için bir müjdedir bu ayet.

Bizler, malın sahibi olmalıyız; mal bizim sahibimiz olmamalı.

 

Elbette, infakın verileceği yerleri iyi seçmeliyiz.

Bazı tarikat ve kurumların, duygu sömürüsüyle topladıkları yardımlarla şirketleştiğini, lüks ve şatafat içinde yaşadıklarını görüyoruz.

 

Hatta, yapılan infaklarla güçlenip 15 Temmuz hain darbe girişiminde bulunanları da gördük.

Bunlar güvenimizi sarsmış olsa da, doğru adreslere infak etmeye devam etmeliyiz.

 

İncitmeden, kırmadan, gösterişten ve çıkar beklentisinden uzak…

Sadece Rabbimizin rızası için infak etmeliyiz.

 

Maalesef birçok Müslüman, infak konusunda kâfirlerin söylemlerini bilmeden tekrarlıyor:

 

“Onlara: ‘Size Allah’ın verdiğinden infak edin’ denildiğinde, kâfir olanlar müminlere şöyle derler: ‘Allah dileseydi onları doyururdu, biz mi doyuracağız?’” (Yasin Suresi, 47. Ayet)

 

İşte hepimizin kullandığı “Allah versin” sözü, çok tehlikeli bir müşrik sözüdür.

Duha Suresi’nde geçen “Senden isteyeni boş çevirme” ayetini de hatırlamalıyız.

Özellikle yetim ve öksüzler önceliğimiz olmalıdır.

 

Yoksula yardım etmemenin cehenneme götüren bir sebep olduğunu biliyor muyuz?

 

“Sizi cehenneme sokan sebep neydi?”

Derler ki: “Biz namaz kılanlardan değildik, yoksulu doyurmazdık.” (Müddessir Suresi, 40-44. Ayetler)

 

Cimrilikten korunmanın kurtuluş yolu olduğunu da bilelim:

 

“Allah’a karşı takvalı olun! Dinleyip itaat edin. Kendi iyiliğiniz için infak edin. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.”

 

Allah’a emanet olun.

 

Bayram Tan

 

 

 

 

 

Makalenin tamamını oku