İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ’DİR

2 saat önce 6

Mallorca’da sabah…

Otelin balkonundan baktığınızda kızıl çamların gövdeleri, güneşin ilk ışıklarıyla ateş rengine bürünüyor. Aralarından mavi bir perde gibi deniz uzanıyor ufka. Hafif rüzgâr iğne yapraklarını titretirken, martıların çığlığı denizin tuzlu kokusuna karışıyor.

 

Aşağıda otelin bahçesinde insanlar kahve kupalarıyla gülüşüyor. Kimi İtalyanca konuşuyor, kimi Katalanca, kimi İngilizce… Diller farklı olsa da yüzlerdeki sıcaklık aynı. İşte Akdeniz’in dili budur: İnsanlığın ortak dili.

 

Birazdan sahile ineceğim; yol boyunca çiçeklerin, çam reçinesinin ve deniz tuzunun kokusu eşlik edecek. Köşedeki küçük kafede garson, her zamanki neşesiyle “Buenos días” diyecek. Akdeniz, tanımadığın insanın sana dostça gülümsemesidir.

 

Magaluf’tan Valldemossa’ya…

Yol boyunca sıra sıra zeytin ağaçları yükseliyor. Kimi yüz, kimi yüz elli yıllık… Gövdeleri kendi tarihlerini korur gibidir. Kaç nesil ellerini sürmüştür bu ağaçlara, kaç kuşak gölgesinde soluklanmıştır? Bizim topraklarımızdaysa aynı zeytinlikler madenlerin açgözlülüğüne kurban ediliyor. Bu yüzden bu manzaraya bakarken içimiz burkuluyor.

 

Herakleitos’un “Aynı nehre iki kez giremezsin” sözü, Akdeniz kıyılarında başka türlü duyulur: Bu denize her bakış, insana yeni bir sevinç, yeni bir başlangıç getirir. Her şey değişir, gelişir ve tarihin çarkı dönmeye devam eder.

 

Uygarlığın sahnesi…

Bu kıyılar binlerce yıldır uygarlığın beşiği olmuştur. Fenikeliler limanlar kurdu. Antik Yunan mitlerini ve düşüncesini taşıdı. Roma, yasasını ve mimarisini getirdi. Endülüs, bilimi ve müziği doğu ile batıya yaydı. Platon’un erdemi, Epiküros’un dinginliği, İbn Rüşd’ün aklı, İbn Arabi’nin derinliği, Dante’nin sonsuzluğu, Petrarca’nın hümanizmi… Hepsi bu mavilikten beslendi.

 

Ahmet Erhan’ın sözleri bu gerçeği özetler:

“Dünyanın bir çekirdeği varsa, bu çekirdek Akdeniz olmalı.

Çünkü bu dünyadaki bütün ‘ilk’lerin serpilip geliştiği yerdir Akdeniz.

İnsanın kendi kendini ve tüm evreni sorguladığı bir bilinçlenmedir.

‘Soru soruyorum, öyleyse varım’ der Akdeniz insanı.”

 

Evet, deniz aynı mavi… İnsanlar değişti, diller değişti, limanlar değişti. Ama Akdeniz’in ruhu değişmedi.

 

Ve Mallorca kıyısında kızıl çamların arasından denize bakarken düşünüyorum:

Akdeniz ve Akdenizliler…

Akdeniz, insanlığın ortak vicdanıdır.

Onun mavisi yalnızca dostluğu değil, uygarlığı da simgeler. İşte bu yüzden Anadolu’da verilen büyük mücadelede yol gösterici bir ufuk oldu.

 

Akdeniz’in bu anlamı, Büyük Taarruz’un sonunda Mustafa Kemal’in ordularına verdiği talimatla ete kemiğe bürünmüştür:

“Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir!”

 

Ve Türk milleti, düşmanı Akdeniz’e dökerek sadece bir savaşı kazanmadı; uygarlıkla bağını kuran devrimci bir Cumhuriyet kurdu. Bu yüzden Akdeniz, bizim için yalnızca bir deniz değil; Cumhuriyet’in kurucu ufkudur.

 

 

 

 

 

The post İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ’DİR first appeared on Hollanda Haberleri.

Makalenin tamamını oku