Önümüzdeki hafta Paskalya.
Önümüzdeki ay ise, Hristiyan inancına göre Hz. İsa’nın göğe yükselişi kutlanacak.
Bu sebeple, oldukça geniş bir konu olması dolayısıyla birkaç hafta boyunca bu konuyu ele alacağım inşallah.
Kur’an’a göre Hz. İsa’nın, İsrailoğullarına bir peygamber olarak gönderildiği açıkça bellidir:
> “Hani Meryemoğlu İsa: ‘Ey İsrailoğulları! Şüphesiz ben, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek olan, ismi Ahmed olan bir elçiyi müjdeleyici olarak size gönderilmiş Allah’ın elçisiyim’ demişti.”
(Saff Suresi, 6. Ayet)
Yani, aslında Hz. İsa Filistin bölgesinde yaşayan Yahudi cemaatine tebliğde bulunmuştur.
Hz. İsa’nın, Peygamberimiz (sav) gibi farklı krallara, imparatorlara veya patriklere mektuplar gönderdiğine dair bir bilgiye rastlanmaz.
Böyle bir çağrısı olmamıştır.
Kur’an’daki Hristiyanlık ve Hz. İsa konusunu önümüzdeki hafta detaylı olarak ele alacağım inşallah.
Hz. İsa’nın ölümünden yaklaşık 10 yıl sonra, onun havarisi olmayan, hatta kendisiyle hiç görüşmemiş biri olan Pavlus, Şam yolunda gökyüzünde Hz. İsa’yı gördüğünü ve onun kendisini görevlendirdiğini iddia ederek ortaya çıktı.
Günümüzde tevhid inancından uzaklaşıp teslis inancına geçiş süreci de bu dönemden sonra başlamıştır.
Pavlus, Hz. İsa’nın tevhid inancına mensup olan kişilerle fikir ayrılığına düşmüş ve onlarla çatışma içine girmiştir.
Aslında Pavlus, dini bir şahsiyet olmaktan çok, siyasi bir figürdür.
Romalılar ve Herodoslar ile bağlantılı, onların tevhid inancına karşı kullandıkları biridir.
Herodoslar kimdir?
Hz. Zekeriya’yı ve Hz. Yahya’yı şehit eden, Hz. İsa’yı da Romalılara şikayet eden Yahudi cemaati mensuplarıdır.
Teslis İnancı nedir?
Teslis inancı, Hz. İsa’nın tanrısal bir varlık olduğunu; Tanrı’nın Baba, Oğul ve Kutsal Ruh şeklinde üç kişilikte ama tek bir Tanrı olduğuna inanmayı içerir.
İslam açısından bu açık bir şirktir.
Bu inanç, M.S. 325 yılında İmparator Konstantin’in topladığı İznik Konsili’nde resmileşmiş ve günümüz Hristiyanlığının temellerini oluşturmuştur.
Çarmıhın Önemi
Hristiyanlara göre Hz. İsa’nın çarmıhta ölümü, tüm insanlığın günahlarının kefareti olarak görülür.
Bu inanca göre, Hz. Adem’den gelen ilk günah ancak bu kurbanla temizlenebilir.
Tanrı ile insan arasında bir arabulucu, Hz. İsa’nın çarmıhtaki ölümü olmuştur.
(Kur’an’a ise tamamen aykırı bir inançtır.)
Yani, çarmıh inancı, Hristiyanlığın temelidir:
Hz. İsa çarmıhta ölmüş, sonra dirilmiş ve göğe yükselmiştir.
Bu inanç 325 İznik ve 381 İstanbul Konsilleri’nde resmileştirilmiştir.
İncil, Hz. İsa’ya indirildi mi?
Maide Suresi 46. Ayet’te İncil’in Hz. İsa’ya indirildiği açıkça belirtilmektedir.
Ancak tarihsel olarak bu İncil’in yazıya geçirildiğine dair net bir bilgi yoktur.
İlginçtir ki, Hz. İsa’dan yaklaşık 150 yıl sonrasına kadar “İncil” kelimesinden yazılı bir metin değil, sözlü tebliğ anlaşılmıştır.
İlk defa Lyon Başpiskoposu, yazılı İncil metinlerinden bahseder.
Dört Kanonik İncil (Matta, Markos, Luka, Yuhanna) yaklaşık M.S. 70-100 yılları arasında yazılmıştır.
Yazarları bilinmemektedir, anonimdir.
Hz. İsa’dan yaklaşık 200 yıl sonra çok sayıda farklı İncil ortaya çıkmıştır.
Bu metinlerin bazılarında Hz. İsa, İslam’daki gibi bir beşer ve elçi olarak tanıtılmıştır.
Ancak bu tür metinler İznik Konsili’nde sahih sayılmayıp reddedilmiştir.
Sadece dört kanonik İncil kabul edilmiş ve bu metinlerde teslis ve çarmıh inancı temel alınmıştır.
İlginç olan bir diğer husus ise; Hz. İsa Aramice konuşmasına rağmen, bu dört İncil’in Yunanca yazılmış olmasıdır.
İznik Konsili
Yaklaşık 300 yıl boyunca Hristiyanlara zulmeden putperest Roma İmparatorluğu, I. Konstantin döneminde Hristiyanlığı kabul etti.
325 yılında Nikaea (İznik) Konsili toplandı.
Afrika’dan 2, İtalya ve Galya’dan birer piskopos, Roma’dan 2 kardinal ve Doğu’dan 300 piskopos bu toplantıya katıldı.
Sorunlar bir ay boyunca tartışıldı.
Sonunda, teslis inancı yani Hz. İsa’nın tanrısal bir varlık olduğu kabul edildi.
Allah’a emanet olun.
Bayram Tan