Hollanda’da Acil Durum Kitapları Tepki Çekti: Geri Gönderenlerin Sayısı Arttı

Hollanda’da Acil Durum Kitapları Tepki Çekti: Geri Gönderenlerin Sayısı Arttı Hollanda’nın Ulusal Terörle Mücadele ve Güvenlik Koordinatörlüğü’nün (NCTV) 8,5 milyon haneye gönderdiği “Bir acil duruma hazır olun” başlıklı bilgilendirme broşürleri, dikkati çeken bir kesim tarafından toplu şekilde geri gönderiliyor. NCTV’nin geçici başkanı Wieke Vink, ülkenin yüksek tirajlı gazeteleri arasında yer alan De Telegraaf gazetesine yaptığı açıklamada “önemli miktarda iade” aldıklarını doğruladı. Vink, böylesi geniş ölçekli bir kampanyada bir kısmın tepki göstermesinin öngörülebilir olduğunu belirterek, “Çoğu insan broşürü faydalı buluyor. Ancak bazıları bunu daha büyük bir komplonun parçası olarak görüyor,” dedi. Broşüre sosyal medyada sert tepkiler Broşürü geri gönderenler arasında, gerek sosyal medyada gerekse çeşitli protesto çevrelerinde aktif isimler bulunuyor. Kimi kullanıcılar broşürü zarfa koyup paylaşarak bunun “korku aşılamaya yönelik bir devlet hamlesi” olduğunu öne sürdü. Bu kişilerden bazıları, pandemi dönemindeki uygulamaların da “toplumu yönlendirme çabası” olduğunu iddia ediyor. Bir başka aktivist ise broşürün “daha fazla vergi toplayıp silahlanmaya bütçe yaratma” amacı taşıdığını savunarak, belgeleri “geldiği yere iade edeceğini” söyledi. Komplo teorileri ve ‘egemen vatandaşlar’ hareketi Tepkinin en yoğun olduğu kesim, Hollanda’daki hükümet karşıtı aktivist gruplar ile kendilerini “egemen vatandaşlar” (soevereine Nederlanders) olarak tanımlayan topluluklar. NCTV’nin bu hafta açıkladığı Dreigingsbeeld raporunda, bu grupların “kötücül bir elit yönetimin toplum üzerinde kontrol kurmaya çalıştığına” inandığı vurgulanıyor. Bazı isimlerin çektiği videolarda broşür, “panik yaratma girişimi” olarak nitelendiriliyor; Rusya’nın Hollanda’ya saldırabileceği uyarılarının “asılsız korkular” olduğu iddia ediliyor. Oysa broşürde, olası riskler arasında özellikle dijital saldırılar, kritik altyapının kesintiye uğraması ve bölgesel gerilimlerin dolaylı etkileri vurgulanıyor. Belgede askeri bir saldırı ihtimaline dair doğrudan bir iddia yer almıyor. Toplumsal güvensizlik derinleşiyor Geri gönderilen broşürleri çevreleyen tartışmalar, Hollanda’da büyüyen devlet güvensizliğiyle de ilişkilendiriliyor. Lahey Stratejik Çalışmalar Merkezi’nin (HCSS) yürüttüğü yakın tarihli bir araştırmaya göre katılımcıların yaklaşık üçte biri, devletin “vatandaşı bir kazanç modeli olarak gören bir şirket gibi davrandığı” görüşünde. Ankete katılanların yüzde 13’ü koronavirüs salgınının “önceden planlanmış” olduğuna inanırken, neredeyse yarısı siyasi kararların demokratik süreçlerden çok “küçük ve güçlü bir grubun” etkisiyle şekillendiğini düşünüyor. Bilgilendirme mi, güvensizlik mi? NCTV, broşürün amacının vatandaşları olası acil durumlarda — elektrik kesintisi, siber saldırı veya ciddi toplumsal kesintiler gibi — nasıl hareket edecekleri konusunda bilgilendirmek olduğunu vurguluyor. Ancak gelen tepkiler, toplumda kriz hazırlıklarıyla ilgili bilgilerin dahi giderek politikleştiğini ve geniş bir kesimde derin güvensizlik duygusunun sürdüğünü gösteriyor. İade edilen broşürler şimdilik yalnızca sembolik bir tepki olarak görülse de, tartışmanın büyümesi Hollanda’da devlet ile vatandaş arasındaki güven ilişkisinin gelecekte nasıl şekilleneceğine dair yeni soruları gündeme getiriyor.