Gündüz Kuşağı

2 gün önce 31

 

Toplumlar sanıldığı gibi tabandan yukarıya doğru değişmez.
Gerçek değişim yukarıdan başlar, aşağıya doğru süzülür.
Bir halkın kaderini belirleyen, çoğu zaman onun iradesi değil, o iradeyi yönlendirenlerin ufkudur.

Tarihte bunu defalarca gördük.
Mustafa Kemal Paşa, güçlü bir halk desteğini geniş ufkuyla bir uygarlık atılımına dönüştürdü.

Sovyet Devrimi, yüzyıllarca edilgen kalmış bir halka özne olma bilinci kazandırdı.
Ama aynı tarih, Afganistan örneğinde olduğu gibi, bir toplumun tepesindeki çürümenin onu nasıl geriye sürüklediğini de gösterdi.

 

Halk sezgisel olarak bilir; bozulma da arınma da yukarıdan başlar.
O yüzden “At sahibine göre kişner”, “İmam ne yaparsa cemaat fazlasını yapar.” denmiştir.

Bugün ekranlarda gördüğümüz sahneler, kirlenmiş ilişkiler, ahlaki çöküntüler, ucuz şöhret kavgaları aslında tepedeki zihniyetin halk katındaki izdüşümüdür.

Sanatçıya “Toplumu yozlaştırıyorsun.” diyenler, aynaya bakmaktan korkanlardır.
Sanatçı toplumun aynasıdır.
Aynada çirkin bir yüz görüyorsak, kusur aynada değil, yüzde aranmalıdır.

Toplumun yönü yalnızca iktidarın ekonomik ya da siyasal gücüyle değil, onun kültürel önderlik (hegemonya) kurma becerisiyle belirlenir.
Egemen sınıf, topluma kendi değerlerini “doğal” gibi hissettirir; yozluğu bile normalleştirir.
Bugün yaşadığımız kültürel tablo da o iktidar kültürünün birebir yansımasıdır.

Adaletin terazisi tepede bozuldu mu, halkın yaşamı da tartısız kalır.
Yolsuzluk, liyakatsizlik ve çifte standartlar bir ülkenin damarlarına sızdığında kültür de kirlenir; müzik de, sanat da, dil de.
O zaman “yerli ve millî” nutukları atmak kolay olur ama torun başka bir ülkenin pasaportuyla yaşar.

Bir ülkenin aynası artık televizyon ekranıdır.
Türk televizyonlarının gündüz kuşağını açın; orada ahlak değil, iktidarın kültürel ürünü sergileniyor.
O programlarda teşhir edilen her ilişki, düzenin insanı nasıl çürüttüğünün resmidir.
Bunlar yalnızca bireylerin değil, bir rejimin anatomisidir.

Milletler nutuklarla değil, gerçeklerle yaşar.
Gerçek bugün ekranlarda çıplak:
Tepede yozlaşan bir düzenin, halk katında trajediye dönüşmüş hâli.

Bir toplumun geleceği, tepedekilerin çıkarlarında değil; onların ufkunda, vicdanında ve adalet duygusundadır.
Ama hiçbir çürüme sonsuza kadar sürmez. Çünkü bir düzen çökerken, onun altındaki halk sessizce yeni bir bilinç biriktirir.
Tepede çözülme başlasa da, milletin umudu bir yerlerde hep direnir.
Ve günü geldiğinde, o umut yeniden ülkenin kaderini eline alır.
Merak edenler, tarihimizin sayfalarına baksınlar.

The post Gündüz Kuşağı first appeared on Hollanda Haberleri.

Makalenin tamamını oku