Millî Eğitim Bakanlığı, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının eğitimine yönelik politikalarını yerinde gözlemlemek ve geliştirmek amacıyla Hollanda’da önemli temaslarda bulundu.
10-14 Nisan 2025 tarihleri arasında gerçekleşen program kapsamında, Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürü Fethi Fahri Kaya ile Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Cengiz Mete, eğitim diplomasisinin güçlü bir örneğini sergiledi.
Lahey Eğitim Müşavirliği’nin koordinasyonunda yürütülen ziyaretler, sadece kurum incelemeleriyle sınırlı kalmadı; aynı zamanda eğitim politikalarının yerel ihtiyaçlara göre nasıl esnekleşebileceği konusunda da önemli mesajlar verdi.
Ziyaretin ilk durağı T.C. Lahey Büyükelçiliği olurken, Büyükelçi Selçuk Ünal ile yapılan görüşmede, hem mevcut uygulamalar hem de gelecekteki projelere dair karşılıklı değerlendirmeler yapıldı.
Özellikle 1416 sayılı kanun kapsamında yurt dışında eğitim gören bursiyerlerin durumu, ziyaretin odak noktalarından biri oldu.
Heyet, HDV bünyesindeki eğitim merkezleri, Kunstenhuis Idea gibi sanat temelli kurumlar ve yüz yüze eğitim noktalarında yürütülen faaliyetleri yerinde gözlemleyerek, Türkiye’deki karşılıklarıyla kıyaslama fırsatı buldu. Bu gözlemler, sadece kurumlararası ilişkileri değil, aynı zamanda eğitim vizyonunun uluslararası düzeyde nasıl geliştirilebileceğini de gündeme taşıdı.
Programın son gününde Amsterdam Yunus Emre Enstitüsü’nde gerçekleşen buluşma ise dikkat çekiciydi.
YLSY bursiyerleriyle yapılan toplantı, yalnızca bir bilgilendirme etkinliği değil, aynı zamanda yurt dışında yetişen akademik insan kaynağıyla kurulan stratejik bir iletişim köprüsüydü.
Genel Müdür Fethi Fahri Kaya’nın katılımcılara yaptığı kapsamlı sunumda, YLSY sisteminin gelişimi, karşılaşılan zorluklar ve çözüm mekanizmaları açık bir dille anlatıldı.
Panel sonunda yapılan değerlendirmelerde, bursiyerlerin memnuniyeti ve katkı sunma isteği, bu tür temasların ne denli etkili olduğunu ortaya koydu.
MEB heyetinin Hollanda ziyareti; eğitimde sadece derslikler ve müfredatlar değil, aynı zamanda kültürel bağlar, karşılıklı anlayış ve yerinde gözlem ile şekillenen çok boyutlu bir stratejinin parçası olduğunu bir kez daha gösterdi.