Hollanda’daki eğitim sistemi, tüm çocuklara eşit fırsatlar sunmayı hedefler. Ancak pratikte, özellikle Türk toplumu gibi göçmen kökenli ailelerin çocukları için bu süreç her zaman eşit ilerlemiyor.
Yapılan araştırmalar ve sahada gözlemlenen vakalar, Türk çocuklarının ortaeğitime geçiş sınav sonuçları sonrası potansiyellerinin altında okul tavsiyesi aldığını gösteriyor.
Bu durum yalnızca akademik bir değerlendirme hatası değil, aynı zamanda bir çocuğun özgüveni, motivasyonu ve kimlik gelişimi üzerinde derin etkiler bırakan bir konu.
Dil yeterliliği, kültürel yanlış anlamalar ve bazen farkında olunmadan ortaya çıkan önyargılar, tavsiyelerin şekillenmesinde etkili olabiliyor.
Sınıfta sakin kalan çocuklar “çekingen” veya “yetersiz” olarak değerlendirilebiliyor; oysa birçok Türk çocuğu, aile yapısından gelen saygı anlayışı sebebiyle daha temkinli davranıyor.
Bu tür kültürel farkların göz ardı edilmesi, potansiyelin yanlış yorumlanmasına yol açabiliyor.
Psikolojik açıdan bakıldığında, okul tavsiyeleri sadece bir yönlendirme değildir. Çocuğun benlik algısını, “başarabilirim” inancını ve uzun vadeli motivasyonunu şekillendirir.
Yanlış verilen düşük tavsiyeler, çocukların kendilerini küçümsemelerine neden olabilir.
Öneriler olarak şunları tavsiye edebilirim;
● Çocukların erken dönemde dil ve akademik destek alması.
● Öğretmenlerin kültürel farkındalık konusunda bilinçlenmesi.
● Çocuğun yeteneklerini farklı yollarla gösterebilmesi için alternatif değerlendirme yöntemleri.
Bu nedenle çocuğun güçlü yanlarının bütünsel bir çerçevede değerlendirilmesi büyük önem taşır.
Çocuklarımızın potansiyeline inanan, onları cesaretlendiren bir eğitim sistemi hepimizin sorumluluğu.
Gönülere dokunana satırlarda buluşmak dileğiyle.
Uzm.Psikolog & Ergen – Çocuk Danışmanı
Rukiye Sultan Gür
The post Eğitimde Görünmeyen Eşitsizliğin Sessiz Etkileri first appeared on Hollanda Haberleri.

4 hafta önce
84












Dutch (NL) ·
Turkish (TR) ·