Dur, Türk Milleti!

3 saat önce 6

Amin Maalouf, “Ortadoğu insanı, her şeye üzülen ama hiçbir şeyle ilgilenmeyen insandır,” der.

Acıyı, kaygıyı paylaşırız ama ne yazık ki eyleme geçmek konusunda çoğu zaman tereddüt ederiz.

Oysa tarih, milletlerin yalnızca üzülenler değil, harekete geçenler tarafından yazıldığını defalarca kanıtlamıştır.

Birinci Dünya Savaşı sonrası topraklarımız işgal edildiğinde, milletimiz bir tercih yapmak zorundaydı: Ya esareti kabul edecek ya da küllerinden doğacaktı.

Atatürk ve silah arkadaşları, halkın iradesini arkasına alarak bir kurtuluş mücadelesi başlattı. Bu mücadele, yalnızca düşmanı yurttan kovmakla sınırlı kalmadı. Yeni bir ruh, yeni bir bilinç inşa edildi.

Bu ruh, yıkılmış bir ülkenin içinden fabrikalar yükselten, eğitim seferberliği başlatan, hukukun üstünlüğünü esas alan, uygar bir toplum için kültürel kurumlar inşa eden bir millet ruhuydu.

Aşiret yapısından ulus bilincine geçişin adıdır Cumhuriyet. O yüzden, yeni devlet komşularıyla barış içinde yaşamayı ilke edinirken, mazlum milletlere de ilham kaynağı oldu.

Ancak aradan geçen yıllar, büyük bedellerle inşa edilen bu değerlerin hoyratça harcanmasına tanıklık etti.

Yönetici erkin en büyük zaafı, toplumun hafızasızlığına güvenerek günü kurtarma çabası oldu.

Seçim kazanmak adına her yol mübah görüldü, ülkenin temel taşları birer birer yerinden oynatıldı.

Bugün geldiğimiz noktada, kaynaklarımız talan edilmiş, fabrikalarımız yok pahasına elden çıkarılmış, eğitim sistemimiz yap-boza dönmüş, gençliğimiz umutsuzluğa mahkûm edilmiş durumda.

Kadınlarımız geleceğinden endişeli, emeğiyle geçinen insanlarımız açlık sınırında yaşam mücadelesi veriyor. Çevremiz ise ateş çemberine dönmüş vaziyette.

Tam da bu yüzden, Çanakkale Zaferi’nin hafızalara kazınan “Dur Yolcu” hitabını bugün hep birlikte yüksek sesle söylemek zorundayız:

Dur, Türk milleti!

Bastığın toprak, sıradan bir kara parçası değil; şehit kanlarıyla sulanmış, büyük fedakârlıklarla kazanılmış bir vatan. Geçmişine, değerlerine ve geleceğine kayıtsız kalamazsın!

Unutma, tarih kendisine sırt çevirenleri affetmez. Eğer bu gidişata “Dur!” demezsek, yarın çok geç olabilir.

Makalenin tamamını oku