Belçika’nın başkenti Brüksel’de yaz mevsiminin en yoğun günlerinde bile sığınmacı ailelerin kaldırım kenarlarında, park gölgelerinde ve istasyon girişlerinde yaşamlarını sürdürmek zorunda kalması tepkilere yol açıyor. Yardım kuruluşları, barınma talebinde bulunan onlarca ailenin her ay yer bulamadığını, aralarında bebekli anneler ve okul çağındaki çocukların da bulunduğunu aktarıyor.
Fedasil’in yeni uygulamaları ne getiriyor?
Belçika’nın sığınmacı kabul ve yerleştirme kurumu Fedasil, kapasite yetersizliği gerekçesiyle son dönemde daha sert bir önceliklendirme politikasına geçti. Randevu zorunluluğu getirildi, geçici yerleştirme seçenekleri kısıtlandı ve kontenjan dolu olduğunda bazı başvurular “uygun yer bulunamıyor” denilerek geri çevriliyor. Öncelik listesinde refakatsiz çocuklar ve hamile kadınlar yer alırken, çocuklu ailelerin beklemeye alındığı vakalar artıyor. Yardım kuruluşları, bu durumun fiilen “barınma hakkının askıya alınması” anlamına geldiğini savunuyor.
Çocuklar dışarıda uyuyor
Gündüzleri gölgelik alanlarda yaşamaya çalışan aileler, geceleri ise kaldırım köşelerinde ve istasyon girişlerinde uyuyor. Yardım ekipleri, çocukların beton zemin üzerinde battaniyelere sarılarak uyuduğunu, bazı bebeklerin ise annelerinin kucağında sabaha kadar beklediğini belirtiyor. Bu durum, yaz aylarında dahi sağlık ve güvenlik açısından ciddi riskler taşıyor.
Hukuki boyut ve çağrı
Belçika yasaları ve Avrupa insan hakları standartları, çocuklu ailelere barınma sağlanmasını zorunlu kılıyor. Ancak yaşanan gecikmeler ve reddedilmeler, hak ihlali tartışmalarını büyütüyor. İnsan hakları kuruluşları, hükümete ve yerel yönetimlere çağrı yaparak çocuklu aileler için derhal güvenli barınma alanları oluşturulmasını istiyor. “Avrupa’nın merkezinde çocukların sokakta uyuması kabul edilemez” mesajı, uluslararası kamuoyunda da yankı buluyor.
Belçika’da sığınmacı barınma krizinin geçmişi
Belçika’da sığınmacı barınma krizi yeni değil. Son yıllarda artan göç dalgası, kapasitesi sınırlı kabul merkezlerini zorladı. 2022’de Brüksel’de yüzlerce bekar erkek aylarca sokakta kalmış, bu durum uluslararası basında geniş yer bulmuştu. O dönemde de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Belçika’yı yükümlülüklerini yerine getirmemekle eleştirmişti. Ancak çocuklu ailelerin bugün aynı durumu yaşaması, krizin daha derin ve endişe verici bir boyuta ulaştığını gösteriyor. Yardım kuruluşları, geçici çözümler yerine kalıcı ve kapsamlı bir barınma stratejisi talep ediyor.
Avrupa’nın başkentinde bu dramın sürmesi, yalnızca barınma değil, aynı zamanda vicdan ve hukuk sınavı olarak görülüyor.
©Sonhaber.eu