Hollanda’da borçlanma istatistiklerine bakınca insan çoğu kez kendini güvende hissediyor. Fakat sahadaki gerçeklik rakamlardan çok daha sert. Borçla mücadele edenler yalnızca ödeme planlarıyla değil, aynı zamanda dağınık kurum yapısıyla mücadele ediyor.
Stichting De Schie – de multiculturele financiële dienstverlener olarak her gün gördüğümüz tablo şu: Mevcut yaklaşım, sorunun nedenlerini değil sadece sonuçlarını hedef alıyor. Bir dosya kapandığında “çözüm” sağlandığını düşünüyoruz; oysa kişilerin bir kısmı birkaç yıl sonra yeniden aynı döngüye giriyor.
Bunun ana nedenlerinden biri, sürecin parçalara ayrılmış olması. Resmi borç yöneticileri (bewind), belediye (gemeente), kredi veren kurumlar (kredietverstrekkers) ve çeşitli yardım profesyonelleri (hulpverleners) kendi alanlarında çalışıyor; ama bütüncül bir yönetim (regie) çoğu zaman yok. Bu nedenle, insana değil dosyaya odaklanan bir çark dönmeye devam ediyor.
Özellikle çok kültürlü hedef gruplar (multiculturele doelgroepen) için bu durum daha da belirgin. Finansal kırılganlığın (financiële kwetsbaarheid) kültürel, sosyal ve psikolojik boyutları görmezden gelindiğinde, politika daha uygulanmadan eksik kalıyor.
Bir diğer kritik konu, sonrası destek (nazorg). Çoğu politika belgesinde bu süreç ek maliyet gibi görülüyor. Oysa sonrası destek olmadan, borçtan çıkış kalıcı olmuyor. Bir zincirin halkası eksildiğinde bütün sistem zayıflıyor ve döngü yeniden başlıyor.
Stichting De Schie’nin tek dosya–tek yönetim yaklaşımını tam da bu nedenle önemsiyorum. Sürdürülebilirlik analizi (levensvatbaarheidsanalyse), borç kapatma kredisi (saneringskrediet), zorunlu alacaklı uzlaşması (dwangakkoord), bütçe koçluğu ve dokuz aylık sonrası destek (nazorg) tek bir süreçte birleştiğinde, kişilerin hayatında gerçek dönüşüm mümkün hale geliyor.
Buradan açık bir çağrı yapmak istiyorum:
Politika yapıcılar (beleidsmakers), belediyeler (gemeenten), kredi veren kurumlar (kredietverstrekkers) ve tüm yardım profesyonelleri (hulpverleners); borçlanmayı sadece yönetilebilir bir süreç olarak değil, insan hayatını dönüştürecek sosyal bir müdahale olarak ele almak zorundayız.
Aksi hâlde istatistikler düşse bile yaşam kalitesi artmayacak. Gerçek çözüm verilerde değil, cesur bir yeniden tasarımda yatıyor.
The post Borçlanmayı yöneten sistem, hayatları dönüştürebilir mi? first appeared on Hollanda Haberleri.

4 gün önce
50












Dutch (NL) ·
Turkish (TR) ·