Her şey bir gemide başladı.
O geminin adı Bandırma’ydı. Rotası Samsun, yükü ise bir milletin kaderiydi. Mustafa Kemal Atatürk, o gün yalnızca Anadolu halkının değil, bütün mazlum milletlerin umudunu sırtladı. Bandırma’nın güvertesine çekilen bayrak, sadece düşmana değil, teslimiyetin kıyısında bekleyen umutsuzluğa da meydan okudu.
İşte biz, Hollanda Atatürkçü Düşünce Derneği olarak bu tarihi yolculuğun ruhunu yeniden canlandırmak için yola çıktık. Aylardır, 19 Mayıs coşkusunu halkımızla paylaşmak, o meşaleyi yürekten yüreğe taşımak için hazırlık yapıyorduk. Dernek üyelerimiz, gönüllülerimiz, gençlerimiz, herkes elini taşın altına koydu. Bu süreçte büyük bir özveriyle çalışmalarımıza önderlik eden Dursun Surat arkadaşımıza özel bir teşekkür borçluyuz.
Salon dolduğunda anladık ki, sadece bir kutlama değil, bir diriliş yaşıyoruz. Gençlerimizin yürekten gelen sunumları, Sedef Hanım’ın sarsıcı gerçekleri berrak bir dille aktardığı konuşması, Süleyman Tırçiçek önderliğindeki Zeybek ekibimizin yürek kabartan gösterisi ve Grup Makas’ın içimize işleyen ezgileriyle 19 Mayıs, layık olduğu gibi kutlandı.

guncelhaber.nl
Sedef Kabaş’a burada ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Bazıları vardır, konuşur ama duyulmaz. Sedef Hanım öyle değil. O, kelimeleri sadece söylemiyor; anlatıyor, hissettiriyor, düşündürüyor. Öyle bir dille, öyle bir duruşla ki, en kapalı kulaklar bile açılıyor, en karanlık zihinler bile aydınlanıyor. Onu sahnede görmek, Atatürk’ün “Cumhuriyet kadını” tanımının ete kemiğe bürünmüş hali gibiydi. Toplumun kadını görmezden geldiği bu çağda, onun aydınlığı bir fener gibi oldu.

guncelhaber.nl
Bugün, 19 Mayıs 1919’un yalnızca bir tarih olmadığını, bir başlangıç olduğunu hatırlıyoruz. O gün Samsun’a çıkan Mustafa Kemal, harabeye dönmüş bir memleketin içinde yanan kıvılcımı gördü. Umutsuzlukla değil, inançla baktı geleceğe. Ve biz de bugün, karamsarlığın değil, görevin peşindeyiz. O günkü görev neyse, bugünkü görev de odur: Vatanın Bağımsızlığını, Milletin Birliği ve Halkın Egemenliği.
Bandırma Vapuru bir sembol olabilir ama onun taşıdığı ruh hâlâ yol alıyor. Biz o vapurdayız. Ya siz, hangi gemidesiniz?