Burak Yeter’i mutlaka duymuşsunuzdur; 55 bin feet’de müzik DJ olarak. O Uzayda DJ’lik Yapan İlk Türk. Burak Yeter’le Stratosferin Üzerinde Bir Röportaj Gerçekleştiremedim. Ama Burak Yeter, uzaydan Hollanda’ya ayak basar basmaz ensesinde ben vardım. Dünyanın en yüksek irtifasında müzik yapan ilk DJ olarak Guinness’e giren Burak Yeter, Karadeniz’den Amsterdam’a, hip-hop grubundan stratosfere uzanan sıra dışı yolculuğunu bizimle paylaştı.
Uzaya DJ Seti Kurdu: Burak Yeter’le Stratosferin Ötesine Yolculuk
Burak Yeter, geçtiğimiz haftalarda dünya çapında ses getiren bir ilke imza attı. Dört ülkeden dört kişilik bir ekiple, özel bir kapsülde 55 bin feet (yaklaşık 18 km) irtifaya çıkarak DJ performansı gerçekleştirdi ve Guinness Rekorlar Kitabı’na adını yazdırdı. Bu rekor, sadece teknik bir başarı değil, aynı zamanda müziğin evrenselliğinin ve sınır tanımadığının bir kanıtıydı.
Buluşma noktamız Simit & Chesse’ye geldiğinde Hollanda’da iki yıldır üst üste Hollanda’nın en iyi kahvaltı salonu seçilen Simit & Chesse’in genç işletmecisi Muhammet Koç başta olmak üzere çalışan elemanlar, müşteriler “ Aa Burak!..” deyince ne kadar ünlü biriyle buluştuğunu bir kez daha anımsadım.
Ama yine de size onu tanıtarak başlayayım söze, Burak Yeter kimdir diye soranlar için:
Burak Yeter, 19 yıldır Hollanda’da yaşıyor. Aslen inşaat mühendisliği eğitimi almış. Tıpkı müzisyen babası gibi, hem teknik hem sanatsal yönü güçlü bir kariyere sahip. Antalya’da hip-hop grubu kurarak başladığı müzik yolculuğu kısa sürede solo projelere evrildi. İlk büyük çıkışı ise Ajda Pekkan’la yaptığı işbirliğiyle geldi. Kral TV’den ödül alan ilk DJ olarak Türkiye’deki sınırları aştıktan sonra Hollanda’ya taşındı. Bugün dünyanın en iyi 100 DJ’i arasında 64. sırada. “Tuzla” adlı şarkısıyla küresel çapta büyük bir çıkış yakalayan Yeter’in bu parçası Spotify ve YouTube’da toplam 3.2 milyar dinlenmeye ulaştı. “Brezilya’da herhangi bir genç bu şarkıyı biliyor,” diye belirtiyor gururla. Instagram’da yaklaşık 8 milyon takipçisi bulunan DJ’in kitlesinin %80’i uluslararası dinleyicilerden oluşuyor.
Şimdi geçelim onunla özel röportajımıza:
> Eğitim- öğretim ve meslek inşaat mühendisi, peki DJ olmak nerden aklına geldi?
“Müziği çok seviyorum. Küçük yaşlarda müziğe başladım. Bütün enstrümanları deneme şansım oldu çünkü babam bir müzisyen ve o da aynı zamanda inşaat mühendisi idi. “
> Peki bu işe profesyonel olarak nerede başladın?
Bu yolculuk Antalya’da kurduğumuz bir müzik grubuyla başladı, bir hip-hop grubu kurmuştuk. Ben o grubun DJ’liğini yani müziklerini yapıyordum. Daha sonrasında grup dağılınca ben kendi adıma “Burak” olarak bir marka oluşturdum. Çünkü daha ismim DJ Yeter’di. Burak Yeter olarak marka tescillisini yaptık ondan sonra ünlü sanatçılarla çalışmaya başladım. İlk çalıştığım ünlü sanatçı Ajda Pekkan’dı. Türkiye’de Kral TV tarafından ilk ödül verilen ilk DJ ben oldum. İsmimde ve soy ismimden oluşan markam tescillenmiş kendimi ispat etmiştim çalışmalarımla… Artık dünyaya açılmanın zamanı geldi diye düşündüm. 19 yıl önce Hollanda’ya gelerek yine asıl mesleğim, uğraşım olan DJ’lik ve müzik üzerine çalışmalarımı sürdürdüm. Bir yandan da inşaat mühendisliğine devam ettim.
(O kadar hızlı ve düzgün konuşuyor ve anlatıyor ki bir fırsatı bulup sorularımı ardarda sıralıyorum)
> Peki, uzaya girmek nereden aklına esti? Stratosfer geçip hem de bir saatlik DJ müziği yapmak için nasıl bir fikir, nerden geldi?
Uzaya gitmek astronot olmak çocukluk hayalimdi. COVİD 19 nedeniyle yaşadığımız pandemi dönemi hayallerimi gerçekleştirmek için bir fırsat oldu. Ekibimle harekete geçerek hayalimi gerçekleştirmek için inanın dünyada uzayla ilgili çalışma yapan 1000 ( bin) fazla firmaya mail attık. Sadece İspanya Barcelona’da bir uzay araştırma şirketi bizi ciddiye alarak cevap verdi. Seyahat için özel izinler alındı. Görüşmeler yapıldı ve dört yıl 100 kişilik bir ekiple çalışmalarımıza başladık. Bu dört yıl içinde bir pilot bir astronot hangi eğitimlerden geçiyorsa biz de geçtik. (Bu arada, F16 Savaş uçaklarını bile ikinci pilot kullanabilme diploması ve yetkisine sahip olduğunu da söylemeyi ihmal etmiyor) Çalışmalarımız esnasında özel kapsül içinde balonla önce 5 bin, sonra 10 bin daha sonra 15 bin fite çıktık hepsinde başarılı olunca iki hafta önce 55 bin fite çıkarak bir dünya rekoru kırdık.
Abi bilirsiniz bizim Karadeniz’de evler, binalar hep yüksektedir. Dikinedir yani. Daha da önemlisi Atatürk’ün “İstikbal göklerdedir” sözü bana ilham verdi. Bu fikir öyle oluştu diyelim. Özellikle üç yıl çok ciddi hazırlandık, Hoberg Camber dediğimiz özel sistemlere girdim. Aldığım eğitimlerle ikinci pilot olarak F 16 kullanabilirim. Açıkçası eğitimlerden geçmediğiniz müddetçe ehliyet alamıyorsunuz ehliyet alamadığınız zaman 5000 fit den yukarı çıkamıyorsunuz. Karadeniz insanın gözü yükseklerdedir (gülüyor)
Rahmetli dedem de “Tikine Tikine!” derdi. Yani dikine dikine yaşadık biz. Hep böyle yukarı çıkma arzusunu da müziğimizde kullandık, doğru kullandığımızı düşünüyorum. Çünkü enerjini nereye kullanırsan o konuda iyi ve başarılı olur insan diye düşünüyorum; Ben de enerjimi uzaydan yana kullandım. Hepsi bu!
Peki, senden önce bunu deneyenler olmuş. Onlar en yüksek kaç “feet”e çıktılar da sen neden 55 bini denedin ve başarılı oldun?
Benden önce rekor 22.000 “feet”miş biz 50.000’i üzerine çıktık. Her zaman söylüyorum, dünyada çok ciddi bir yarış söz konusu herkes kendini göstermeye çalışıyor farkındalık yaratmaya çalışıyor. Özellikle Covid‘de bunu çok fazlasıyla yaşadık ve bir çok müzisyen evinde müzik yaptı balkonunda müzik yaptı kendini göstermeye devam etti.
(Bir Rekorun Anatomisi: 55 bin feet irtifaya çıkmadan önce farklı irtifalarda deneme uçuşları gerçekleştirdiklerini anlatıyor: 5 bin, 10 bin ve 15 bin feet’lik testlerin hepsi başarıyla sonuçlanmış. Önceki rekorun 22 bin feet olduğunu ve bu rekoru neredeyse üçe katladığını vurguluyor. “Enerjini nereye verirsen orada başarılı olursun. Ben enerjimi gökyüzüne verdim.” Yeni hedefi ise daha da iddialı: 120 bin feet (yaklaşık 36 kilometre) irtifaya çıkarak rekoru yeniden kırmak)

Ayrıca bu rekor denmesinin şöyle de bir mesajı var: “Müzik her yerde, müziğin belli bir yeri yok!” Ben de o yüzden böyle bir farklılık yaratmak adına böyle bir proje imza attım. Her yerde müzik yapılabiliri gösterdim, müzik evrenseldir sözünü bir nevi tescil ettim. Müziğin rengi, yeri, dili yoktur ben de bunu daha geniş kulvara taşıma adına uzayda yapmayı düşündüm ve başarılı da olduk.
Başta yakışıklı 100 kişilik ekibim olmak üzere bana inanan, destek veren herkese teşekkür ederim.
(Hemen yine araya girip soruyorum)
> 3.2 milyar dinlenen şarkıların var, bunlar dünyanın en çok hangi ülkesinden dinleniyor. Burak Yeter adı artık dünyaca bilinen bir marka, seninle çalışmak isteyen dünya starları var mı? Bundan sonra ki hedeflerin nelerdir, sözünü kesmeden dinlemek istiyorum…
Yaklaşık 8 milyon takipçim var Instagram’da. Bunların yüzde 20’si Türk, diğerleri dünyanın çeşitli ülkelerinden. Özellikle Meksika ve Polonya’da çok ciddi bir dinleyici kitlesinin sahibiz. Şu anda Tuzla’ya diye bir şarkı yaptım Tuzla. Yaklaşık 3.2 milyar gibi bir stream aldı. Spotify ve YouTube’da bu benim için çok büyük bir başarı, Bu demektir ki dünya sıralamasında ilk 20 içindeyim. Brezilya’da herhangi bir 16-17 yaşında çocuğa sorsanız benim Tuzla şarkısını mutlaka biliyorlardır. Örnek aldığım kimse yok, beni örnek alan var ben de kendimi örnek alıyorum ve kendi sınırlarımı sürekli aşmaya çalışıyorum. İlham aldığım müzisyenler yok değil tabii ki var örneğin rahmetli Barış Manço‘ ve Zeki Müren Zeki Müren şarkıları, besteleri beni çok etkilemiştir. Elbette daha önceki Türk bestekarlarımız, Dede Efendi’den Itri’ye kadar çok köklü ve ciddi bir müzik geçmişimiz ve zenginliğimiz var. Dolayısıyla ne bu zenginliğimizi yurtdışındaki insanların seveceği kıvama getirip, farkımızı zenginliğimizi ortaya koyuyorum. Mesele ben adımı neden Jack, Michael yapmadım? Adım Burak soyadım da Yeter insanlar adınızın ne olduğuna değil, işinize bakıyorlar, işiniz farklı ve iyiyse destek veriyorlar. Zaten Hollanda’nın en sevdiğim özelliği de bu. Mesela en en son yaptığım Tuzla şarkısında bizim Türk motifleri var, bize özgü motifleri tınıları , ritimleri kullanmaya devam edeceğim, Bir zenginlik bana farkındalık kazandırıyor. İnsanlar gerçekten doğu ezgilerine karşı bir ilgisi var, Türk müziklerini seviyorlar ama daha enternasyonal bir dilde dinlemeyi tercih ediyorlar özellikle gençler bu tür Arap ezgilerinde daha çok yoğun özen gösteriyorlar ben de onlar için en elimden gelen en iyisini yapmaya devam ediyorum.
(DJ Akademileri / Müzikal Mirası Geleceğe Taşımak: Hem Hollanda’da hem Türkiye’de kurduğu DJ okullarıyla genç yetenekleri destekliyor. Amsterdam’daki akademide şu ana kadar 3000, Türkiye’deki okulda ise 6000’e yakın öğrenci eğitim aldı. Yakında Los Angeles’ta da yeni bir DJ okulu açmayı planlıyor.)
Çok teşekkür ederim Burak Yeter, bana bu kadar yeter…
İnanılmaz derecede acelesi var ama Simit & Chesse lezzetlerinden de kopmakta zorlanıyor… Amsterdam’dan kalkıp 100 km mesafe gelip Rotterdam’dan acil olarak geri dönmek zorunda ama söylemedi o an nedenini. Ben onun Karadenizli oluşuna vermiştim acelesini ama akşam haberlerinde şu haber ile anladım aslında nereye gittiğini. Haber şöyle:
“Dünyaca ünlü DJ Burak Yeter uzayda 55 bin fitde sergilediği 1,5 saatlik performansıyla bir ilke imza atarak Dünya Rekoru kırmış ve Guinness Rekorlar kitabına girmeye hak kazanmıştır. Ödülü Amsterdam The Marriot Hotel’de The Network King (Ruf) tarafından düzenlenen The Network Club etkinliği esnasında verildi.”
Özel Not 1:
Burak Yeter bundan sonraki rekor denmesi için 120 bin fite çıkmak için çalışmalarını sürdürüyor.
Özel Not 2 55.000 feet = yaklaşık 18 kilometre. Yeni hedefi olan 120.000 feet ise yaklaşık 36 kilometreye denk geliyor.
Yavuz Nufel – NHaber.nl