Avrupa’da Yaşarken Anavatana Özlem.. Demokrasi, Adalet ve Umut Arayışı 

Her sabah açtığımız haber sitelerinde, sosyal medya hesaplarında, Türkiye’den gelen her yeni haber yüreğimizde başka bir ağırlık bırakıyor. Demokrasi eriyor, adalet zayıflıyor, özgürlükler birer birer kısıtlanıyor. Bunlar sadece Türkiye’de yaşayanların sorunu değil. Biz, Avrupa’da yaşayan milyonlarca Türkiye kökenli insan için de derin bir yara, süregelen bir endişe.

Hollanda’da yaşıyoruz. Burada bir baskı altında değiliz. Hastaneye gittiğimizde insan gibi muamele görüyor, çocuğumuz eğitimde fırsat eşitliğinden yararlanıyor, bir haksızlığa uğradığımızda hukukun kapısını gönül rahatlığıyla çalabiliyoruz. Bu yönüyle, Avrupa bize insan onuruna yaraşır bir yaşam sunuyor.

Çünkü bir yanımız hep Türkiye. Köklerimiz, kimliğimiz, anılarımız, hayallerimiz orada. Ve bugün, Türkiye’de yaşanan antidemokratik gelişmeler bizleri burada da güçsüz kılıyor. Türkiye’nin itibar kaybı, bizlerin burada üçüncü sınıf vatandaş gibi algılanmamıza zemin hazırlıyor. Bir ülkenin yurtdışındaki vatandaşları, anavatanlarının gücüyle, adaletiyle, demokrasisiyle var olabilir. Aksi halde, Avrupa’da yükselen yabancı düşmanlığı karşısında savunmasız kalırız.

Türkiye Cumhuriyeti laik, sosyal bir hukuk devleti olarak kuruldu. Bu temel ilkeler sadece Türkiye’yi değil, bizleri de güçlü kılıyor. Ancak bugün gelinen noktada, “tek adam rejimi” adı verilen baskıcı yönetim anlayışı, bu temelleri sarsıyor. Otoriterleşen siyaset, sadece içerideki muhalefeti değil, yurtdışındaki bizleri de susturuyor, bastırıyor. Ve biz, bunu her gün yaşıyoruz. Bir form doldururken, bir iş görüşmesinde, bir okul toplantısında dolaylı da olsa hissediyoruz.

Bu yüzden buradan sesleniyoruz: Türkiye’de hukuk ve demokrasi nefes almadıkça, biz burada tam anlamıyla özgür değiliz. Türkiye güçlü olmalı ki, biz de burada başımız dik durabilelim. Türkiye adil olmalı ki, biz de çocuklarımıza onurlu bir geçmiş anlatabilelim. Türkiye özgür olmalı ki, biz de özgürlüğümüzü burada daha anlamlı kılabilelim.

Unutmayalım: Biz Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenliler olarak etkisiz değiliz. Oy hakkımız var. Söz hakkımız var. Sivil toplumda, sosyal medyada, uluslararası kamuoyunda sesimiz var. Anavatanımızda demokrasi yeniden filizlenene dek, bu sesi yükseltmek zorundayız.

Yarınlarımız için mücadele etmek sadece bir hak değil, bir sorumluluk. Ne burada ikinci sınıf vatandaş olmayı kabul ediyoruz, ne de orada hukuksuzluğa, keyfiliğe, baskıya teslim oluyoruz.

Çünkü biz hem Türk’üz hem Avrupalıyız. Ve her iki kimliğin de hakkını vermek için, her iki cephede de daha fazla demokrasi, daha fazla adalet ve daha fazla insan onuru talep ediyoruz.

The post Avrupa’da Yaşarken Anavatana Özlem.. Demokrasi, Adalet ve Umut Arayışı  first appeared on Hollanda Haberleri.