Avrupa’da Huzur, Türkiye’de Kaos: Anavatanımız İçin Ne Yapmalıyız? 

1 ay önce 45

Dünya genelinde 6 milyon Türkiye kökenli vatandaş yurt dışında yaşıyor. Bunların yaklaşık 500 bini, benim de içinde bulunduğum Hollanda’da ikamet etmekte. Avrupa’da demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve özgürlükler yıllar içinde kökleşmiş durumda. Sosyal devlet anlayışı sayesinde kimse aç ve açıkta kalmıyor, insanlar geleceğe güvenle bakıyor. Ancak anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti, tam tersine, her geçen gün uçuruma doğru sürükleniyor.

 

Son 22 yıldır iktidarda olan yönetim, Türkiye’yi eğitimden ekonomiye, adaletten insan haklarına kadar her alanda büyük bir çöküşe sürükledi.

 

Türkiye’de Hukuk ve Adalet Sistemi Yok Edildi

 

Özgür düşünce ve muhalefet susturuluyor: Ana muhalefet partisi tehdit ediliyor, bir başka muhalefet partisi zindanda tutuluyor. Tek adam rejimini eleştiren vatandaşlar, gazeteciler ve sanatçılar hapse atılıyor.

 

Hukukun üstünlüğü yerine, kişiye bağlı adalet var:

Hakimler ve savcılar, tek adamın istediği gibi karar vermediğinde sürgüne gönderiliyor. Hukuk artık bağımsız değil, siyasi bir silaha dönüşmüş durumda.

 

Kadın cinayetleri ve çocuk istismarı artıyor: Her gün kadınlar öldürülüyor, çocuklar kayboluyor. Yetkililer ise bu suçları önlemek yerine adeta görmezden geliyor.

 

Önlenebilir kazalar binlerce can alıyor: İş cinayetleri, maden faciaları, depremler ve ihmaller nedeniyle 100 bine yakın insan hayatını kaybetti. Hükümet, bu ölümleri sadece “kader” diyerek geçiştiriyor.

 

Sivas Madımak Katliamı failleri serbest bırakıldı: 1993 yılında, Sivas’ta bir otelde sanatçıları ve gençleri diri diri yakarak katledenler, tek adam rejimi tarafından serbest bırakıldı. Bu, Cumhuriyet’e karşı yapılan isyanların nasıl desteklendiğinin en açık göstergesidir.

 

Yurt Dışında Yaşayan Türkiye Kökenli Vatandaşlar Olarak Ne Yapmalıyız?

 

Bizler Avrupa’da, özellikle de Hollanda’da, özgürlüklerin, demokrasinin, hukukun üstünlüğünün ne anlama geldiğini her gün yaşıyoruz. Adaletin bir ülkenin temeli olduğunu biliyoruz. Ancak anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti, hızla çağ dışı bir sisteme sürükleniyor. Peki, biz yurt dışında yaşayan Türkiye kökenli vatandaşlar olarak ne yapabiliriz?

 

Gündemi takip edin, gerçekleri paylaşın:

Türkiye’deki medya büyük ölçüde iktidarın kontrolünde. Gerçekleri duyurmak ve yaymak bizim görevimiz. Sosyal medya ve farklı haber kaynaklarını takip ederek Türkiye’deki olayları gündeme taşıyalım.

 

Demokrasi ve hukuk mücadelesine destek verin: Türkiye’de demokrasi ve hukukun üstünlüğü için mücadele eden kişi ve kurumlara destek olalım. Bağımsız gazetecilere, akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına sahip çıkalım.

 

Oy hakkımızı kullanarak değişimi sağlayalım: Yurt dışında yaşayan vatandaşlar olarak seçimlerde oy kullanmak en önemli demokratik hakkımızdır. Türkiye’de özgürlüklerin yeniden inşa edilmesi için sandığa gitmek zorundayız.

 

Gençleri bilinçlendirelim: Gençlerimiz Türkiye’de yaşananları bilmeli ve gelecekte çağdaş bir ülke için nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini öğrenmelidir.

 

Demokrasiyi savunanlarla dayanışma içinde olalım: Avrupa’daki diğer demokratik toplumlarla ortak hareket edelim, uluslararası platformlarda Türkiye’deki hukuksuzlukları gündeme taşıyalım.

 

Türkiye Cumhuriyeti, bir asır önce laik, demokratik ve çağdaş bir ülke olarak kuruldu. Ancak bugün, Cumhuriyet’in temel değerleri aşındırılıyor ve ülke bir kişinin iradesine mahkûm ediliyor. Bizler, Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenli vatandaşlar olarak bu gidişata sessiz kalamayız.

 

Özgürlük, adalet ve demokrasi için sesimizi yükseltmeli, anavatanımızın daha da karanlığa sürüklenmesine engel olmalıyız. Çünkü unutmayalım: Susarsak kaybedeceğiz, konuşursak gerçekleri dile getirerek kazanacağız.

Yada Hollanda, Almanya Avrupa bizi kıskanıyor yalanına inanacağız

Makalenin tamamını oku