ATATÜRK ve NUTUK

2 hafta önce 60

18 Mart 1915’te Çanakkale’yi geçemeyen İngiliz donanması, 13 Kasım 1918 tarihinde tek kurşun atmadan İstanbul’u işgal etmişti.

 

15 Mayıs 1919 tarihinde ise Yunan ordusu İzmir’e ayak bastı. Ülke, işgal altındaydı.

 

Bu acı tablo, Çanakkale’de şehit düşen binlerce Mehmetçiğin yüce ruhlarını incitmemiş miydi?

 

Çanakkale’de genç ve rütbece düşük olmasına rağmen savaşın kazanılmasında çok ciddi payı olan Mustafa Kemal Paşa’nın yıldızı bu savaşta parladı.

O, zeki, ileri görüşlü ve iyi bir askerdi.

 

16 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan, ordu müfettişi sıfatıyla Samsun’a hareket etti.

Aslında onun aklında, millî mücadeleyi Anadolu’dan başlatmak vardı. Yazdığı en önemli eseri Nutuk’u, Samsun’a ayak bastığı 19 Mayıs 1919 tarihi ile başlatır. Bu tarihi rastgele seçmemiştir; çünkü bu tarih onun için Millî Mücadele’nin başlangıcıdır.

 

Müfettişlik görevi ise sadece bir araçtır.

 

Ülkenin genel durumunu şöyle ifade eder:

 

> “Millet savaşlardan dolayı yorgun ve fakir. Damat Ferit Paşa hükümeti aciz, haysiyetsiz ve korkaktır. Ordunun elinden silahları alınmış, Adana, Urfa, Gaziantep, Antalya ve Konya itilaf devletleri tarafından işgal edilmiştir. Nihayet, Yunan orduları İzmir’e çıkmıştır. Yerli azınlıklar örgütleniyor. Hristiyan azınlıklar devleti çökertmeye çalışıyor. Rum Patrikhanesi’nde kurulan Mavri Mira Heyeti illerde çeteler kurmuş, Ermeni Patriği de bu heyetle iş birliği yapmaktadır. Karadeniz Bölgesi’nde ise Pontus cemiyeti rahatça faaliyet göstermektedir. Doğu Anadolu’da, İstanbul’dan yönetilen ‘Kürt Teali’ Cemiyeti’nin amacı bir Kürt devleti kurmaktır. İstanbul’daki en etkili cemiyet ise kurtuluşu İngilizlerde gören ‘İngiliz Muhipleri Cemiyeti’dir. Bu cemiyetin üyeleri arasında başta Padişah Vahdettin ve çevresi yer almaktadır. İstanbul’daki bazı ileri gelenler ise Amerikan mandasını istemektedir.”

 

Görüldüğü gibi, ileride Kurtuluş Savaşı’nda yer alacak isimler dâhil, hiç kimse kurtuluşu millî bir mücadelede görmüyor, halkına umut bağlamıyordu.

Sadece bir kişi hariç!

Gazi Mustafa Kemal Paşa.

 

O, kurtuluşun kendi halkıyla, millî bir mücadele ile mümkün olduğunu biliyordu. Nutuk’ta şöyle diyecektir:

 

> “Türk’ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa ölsün daha iyidir.”

 

Onun parolası çok netti:

“Ya İstiklâl, Ya Ölüm!”

 

Hakkında tutuklama kararı çıkarıldı, suikast girişiminde bulunuldu ama yılmadı.

 

Bana göre, Gazi’nin en zorlu süreci, hâlâ padişahtan medet uman idarecilerin, ordu mensuplarının ve halkın çoğunlukta olduğu Erzurum ve Sivas Kongreleri zamanlarıdır.

Onlara millî mücadeleyi anlatmak hiç kolay olmadı.

Mustafa Kemal Paşa’nın düşünceleri onlar için bir hayaldi.

O ise asla hayalci olmadı. Gerçekçiydi. Elinde ne imkân varsa onunla zafere, kendi milletiyle ulaşılacağına inanıyordu.

Evet, bu zaferi zekâsı ve fikirleriyle kazandı.

Azim ve kararlılığının en güzel örneği şu olaydır:

 

Sivas Kongresi sırasında, bir Amerikalı gazeteci sorar:

“Başaramazsanız sizin için ne olacak?”

Gazi Paşa’nın cevabı çok kısa ve nettir:

“Başaracağız.”

Ve başardık.

 

Ona ATATÜRK dedik.

 

Dünyada hiçbir asker onun kadar büyük bir devlet adamı olmamıştır.

Hiçbir asker, üniformasından vazgeçmemiştir.

O, çok şık giyinirdi.

Meydanlardaki savaş onun için kolaydı; zor olan, cehaletle verdiği savaşı kazanmaktı.

 

19 Mayıs 1919, Samsun’a ayak basılan bir tarihten öte bir anlam taşır.

Bir fikirdir.

Bir azim ve kararlılıktır.

Bir onur mücadelesinin doğum günüdür.

 

2025 yılında, lüks yaşamınızın içinde, son model arabalarınızda oturup ATATÜRK’ü eleştirmeniz utanç verici ve ayıptır.

Bu, Millî Mücadele’ye, şehit ve gazilerimize saygısızlıktır.

 

ATATÜRK, Çanakkale’deki binlerce şehidimizin kanını yerde bırakmamış, minarelerimizde ezanlarımızın ebediyen okunmasına vesile olmuş bir kahramandır.

Allah’ın kitabını anlayabilmemiz için tefsir ettirmiştir.

Sanayisiyle güçlü bir ülke kurmuş, devrimleriyle insan haysiyetine yaraşır bir yaşam ortamı sağlamıştır.

Kadınlara hak ettikleri eşitliği vermiştir.

 

Ve daha nicelerini, kısa ömrüne sığdırmıştır.

 

“Türk milletinin yağmur yağmadan ıslandığı gün”e kadar (10 Kasım 1938) bu mücadele devam etmiştir.

 

Ruhu şad olsun.

 

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.

 

Allah’a emanet olun.

Bayram Tan

 

 

Makalenin tamamını oku