Stanford araştırmacıları 37 yıl boyunca binlerce çifti izledi.
Amaçları basitti: “Bir evliliği yıllarca ayakta tutan şey nedir?”
Sonuç şaşırtıcıydı :
Aşk, başlangıçta en güçlü itici güç gibi görünse de, zamanla etkisini kaybediyor.
İlişkisini yalnızca tutkuya dayandıran çiftler daha sık ayrılıyor.
Kalıcı olanlar ise romantizmi değil, dayanıklılığı merkeze alanlar.
Peki uzun ömürlü ilişkilerin ortak noktası neydi?
Araştırmacılar dört kritik faktör buldu.
1. Sınır koyabilme ve bireyselliğe alan tanıma
Birbirine çok yakın ama aynı zamanda ayrı kalabilen çiftler daha uzun süre birlikte kalıyor.
Partnerine kendi zamanı, arkadaşları ve hobileri için alan tanıyanlar,
ilişkide nefes aldırıyor.
“Sadece benimle ol” isteği ise bir süre sonra boğucu bir hal alıyor.
Aşkı değil, özgürlüğü paylaşmayı öğrenen çiftler daha sağlam bağlar kuruyor.
Çünkü birey olmayı sürdüren insanlar, gerçekten “birlikte” olabiliyor.
2. Zor konuları konuşabilme alışkanlığı
Para, seks, ev işleri, korkular…
Birçok çift bu konularda konuşmaktan kaçınıyor.
Oysa araştırma gösteriyor ki, evliliği bitiren şey sorunların varlığı değil, onların konuşulmayışı.
Zor meseleleri dürüstçe konuşabilen çiftler, aralarındaki güveni koruyor.
Sessizliğe gömülen ya da tartışmaları savaş alanına çevirenlerse yavaş yavaş uzaklaşıyor.
Gerçek yakınlık, konfor alanında değil; samimi konuşmaların ortasında büyüyor.
3. Ortak değerler ve hedefler
Nerede yaşanacağı, çocukların nasıl yetiştirileceği, paranın nasıl harcanacağı…
Tüm bu sorularda aynı yöne bakan çiftler, duygusal fırtınalara rağmen birlikte
kalabiliyor.
Değerler çatıştığında, aşk bile bu gerilimi uzun süre taşıyamıyor.
Dünya görüşü uyumu, tutkudan daha kalıcı bir tutkal gibi.
Çünkü bir ilişki sadece “kalp işi” değil, aynı zamanda hayatın yönünü birlikte seçme işi.
4. Günlük saygı ve minnettarlık
Evlilikleri yıkan büyük krizler değil, küçük ilgisizlikler.
“Yemek için teşekkürler”,
“Günün nasıl geçti?”,
“Seni duyuyorum” gibi cümleler, vaatlerden çok daha güçlü birer bağ kurucu.
Partnerini küçük şeylerde değersizleştiren çiftler, bir süre sonra sevgiyi tahammüle
dönüştürüyor.
Ama her gün biraz saygı, biraz şefkat ve minnettarlık gösterenler,
ilişkinin sıcaklığını yıllarca koruyabiliyor.
Sonuç: Aşk bir kıvılcım, ama kalıcılığı getiren oluşlar başkadır.
Aşk güzel bir başlangıçtır; kalbimizi hızlandırır, gözümüzü kamaştırır.
Ama onu sürdüren şey, saygı, ortak değerler ve konuşabilme becerisidir.
Kısacası, iyi bir evlilik “tek yürek olmak” değil,
iki kalbin birbirine alan açarak aynı yönde yürüyebilmesidir.
Kalbinize dokunan satırlarda buluşmak dileğiyle,
Uzm.Psikolog & Aile – Çift Danışmanı
Rukiye Sultan Gür
The post 37 Yıllık Araştırma: Evliliğin Sırrı Sadece Aşk Değilmiş first appeared on Hollanda Haberleri.

1 ay önce
65












Dutch (NL) ·
Turkish (TR) ·