10 Kasıma Doğru Hatırlamak

1 ay önce 81

Bazı hayatlar, takvime sığmaz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ömrü yalnızca 57 yıl sürdü;
ama o kısa ömür, bir ulusun kaderini değiştirecek kadar büyük mücadelelerle doluydu.

 

GüncelHaber artık cebinizde!WhatsApp’tan gündemi anında takip edin, haberler doğrudan telefonunuza gelsin. Katılmak için hemen tıklayın.

 

34 yaşında Anafartalar’da Çanakkale’yi savundu; yalnız toprağı değil, geleceği korudu.
35’inde Doğu Cephesi’nde generalliğe yükseldi.
38’inde, 19 Mayıs sabahı Samsun’a çıktı.
39’unda Ankara’da Meclis’i açtı.
41’inde Büyük Taarruz’u yönetti; ülkesini emperyalizmin zincirlerinden kurtardı.
42’sinde Cumhuriyeti ilan etti.

 

 

Bir insanın gençliğine sığan bu olaylar, başka ulusların yüzyıllarına bedeldir.

 

Oysa o günkü Anadolu’ya bir bakalım:
13 milyonluk halkın çoğu köylerde yaşıyordu.
Okuryazarlık oranı %8’i bile bulmuyordu; kadınlarda ise %1’in altındaydı.

 

Ülkede yalnızca 554 doktor, 69 eczacı ve 4 hemşire vardı.
Sıtma, verem, trahom, frengi, tifo kol geziyordu.

 

Her 3 bebekten 1’i daha yaşamın başında ölüyordu.
Sadece 86 hastane vardı; onların da çoğu İstanbul’daydı.
Sanayi neredeyse yoktu, bir tane bile şeker fabrikası bulunmuyordu.

 

Elektrik, su, kanalizasyon yalnızca birkaç şehirdeydi.
Tarım ilkel yöntemlerle yapılıyor, hatta buğday gibi temel gıdalar bile Amerika’dan ithal ediliyordu.

 

Eğitim karmaşık ve düzensizdi; medreselerle okullar iç içe geçmişti.
Üniversite düzeyinde tek kurum İstanbul Darülfünunu’ydu.

 

Kısacası, bir harabe devraldı.
Ama o, o harabeden bir mucize yarattı.

 

“En büyük savaş, cehalete karşı olandır” dedi ve bu savaşı kazandı.
Eğitimi birleştirdi, harfleri yeniledi, kadını toplumun öznesi haline getirdi.

 

Ekonomiyi bağımsızlaştırmak için İş Bankası’nı kurdu, sanayi planlarını yaptı, fabrikalar inşa etti.
Yurttaşına kendi geleceğini belirleme hakkını kazandırdı, bilimi rehber kıldı.

 

 

Onun devrimleri birer yasa değil, birer bilinç eylemiydi.
Çünkü Atatürk halkına yalnızca bağımsızlık değil, kendine inanma gücü verdi.
Cumhuriyet, işte bu inancın adıdır.

 

Aradan bir asır geçti;
ama biz hâlâ onun ışığıyla yürüyoruz.
Kim ne derse desin, bu ülke hâlâ onun çizdiği haritada varlığını sürdürüyor.
Dilimizdeki Türkçe, ulus bilinci, kadınların eğitim hakkı hepsi onun mirasıdır.

 

10 Kasım geldiğinde bazıları “vefat etti” der.
Oysa Mustafa Kemal Atatürk bu toprakların bilincine karıştı.
Her aydınlık fikirde, her özgür yurttaşta, her idealist gençte o var.

 

Toprağı bol olsun, evet…
Ama biz o toprağın üstünde onun aklıyla, onun yüreğiyle yaşamaya devam edelim.
Çünkü bir ulus, kurucusunun büyüklüğüyle değil, o büyüklüğe sahip çıkarak yaşar.

The post 10 Kasıma Doğru Hatırlamak first appeared on Hollanda Haberleri.

Makalenin tamamını oku